Yani, daha yumuşak bir sesim olmasını dilerdim belki ama şimdi aşkla yürüyorum ve her günümü böyle yaşamaya çalışıyorum. | TED | تمنيتُ أن لدي صوت أكثر نعومة ربما، ولكن الآن أمشي بحب، و أحاول عيش هذه الطريقة يوميا. |
En yumuşak giysilerden başkası tenime acı veriyor. | Open Subtitles | أى نوع من الملابس الاُخرى أكثر نعومة من معاناة جسدى |
Kabul edersen üzerini daha yumuşak bir bezle kaplayabilirim. | Open Subtitles | ويمكننى استبدال غطاء المصباح بقماش أكثر نعومة إذا شئتم |
Çocukluğumdan anlatmamı istediği ana kadar. | Open Subtitles | .. المعارك , المحاصرات والثروة التى حصرتها منذ نعومة اظاقري .. .. الى اليوم الذي كنت اجالسه فيه |
Kabuk ne kadar pürüzsüz olursa raf ömrü o kadar uzar mı? | Open Subtitles | إذاً بقدر نعومة الجلد بقدر ما تطول فترة الحفظ |
Emaye sapından da bahsetmeyi unutma hassas ellere göre çok yumuşaktır. | Open Subtitles | تأكد من ذكرك , للقبضة المصقولة والتي تكون أكثر نعومة في تلك الأيادي الرقيقة |
Unuttuk ekmeğin tadını ağaçların hışırtısını rüzgarın yumuşaklığını. | Open Subtitles | و نسينا مذاق الخبز و صوت الأشجار نعومة الهواء |
Augusto Pinochet Ugarte ...genç yaşlardan itibaren çok sevdiği ülkesine hizmet aşkını gösterdi. | Open Subtitles | مناجلجميعالشعب أوغستو بينوشيه أوغارتي منذ نعومة اظفاره |
"Ölüm hepimizi meleğe çevirir, kuzgun pençesi pürüzsüzlüğünde olan omuzlarımızın olduğu yere kanatlar bahşeder." | Open Subtitles | "إن الموت يجعل منا جميعاً ملائكة، ويمنحنا أجنحة... في موضع أكتافنا، في نعومة... مخالب الغربان." |
Sivilceler arasındaki cildinin bu kadar yumuşak olduğunu hiç fark etmemiştim. | Open Subtitles | أتعلم, لم أدرك مدى نعومة الجلد بين حبوبك |
Bebekleri yumuşak ciltleri için kıskanıyorsun. | Open Subtitles | تشعرين بالغيرة من الأطفال على نعومة بشرتهم |
Bu külhanbeyi tafralı çekici erkeğin yumuşak bir tarafı da yok değil. | Open Subtitles | الذي لا يمكن قوله ان هذا الحبيب ليس لديه نعومة |
200 kutu, üç kat yumuşak pamuklu tuvalet kağıdı. | Open Subtitles | ..مئتي صندوق ،من ورق مراحيض مخمليّ الملمس نعومة إضافية بثلاث طيّات |
Belki de üzerine inebilecekleri betondan daha yumuşak bir şey istemişlerdir. | Open Subtitles | و ربما أرادوا شيئاً أكثر نعومة من الخرسانة للسقوط عليها |
Şu çarşaflar yumuşak mı merak ediyorum. Bir saniye. | Open Subtitles | أريد فقط معرفة مامدى نعومة هذه الشراشف , للحظة |
Tüyleri yeniden uzadı, eskisi gibi yumuşak değil, sert sakal gibiydi. | Open Subtitles | و عندما نما من جديد كان أقل نعومة . كان أكثر شبها بالذقن الشائكة |
Dudaklarının ne kadar yumuşak olduğunu hala hatırlıyorum, ...elini gömleğimin içine soktu ve kendi yöntemiyle vücudumu aşağılarını öptü. | Open Subtitles | لا أزال أتذكّر مدى نعومة شفتيها، وقد مررتْ يدها تحت قميصي، وقبّلتُها. |
Bana böyle yumuşak ve masum gözlerle bakma evlat. | Open Subtitles | لا تُحاول أن تتعامل بلُطف و نعومة يا فتى اخشوشن |
Cildimin ne kadar yumuşak olduğunu hissedebilsen sormana gerek kalmazdı. | Open Subtitles | إن كان يمكنك أن تشعر ،مدى نعومة جلدي لما اضطررت لأن تسأل |
Çocukluğumdan beri tek istediğim buydu. | Open Subtitles | لطالما أردت أن أكون طبيباً منذ نعومة أظافرى. |
Sana bacağını o sandalyeye kaldırıp, kürkünü tutmayı bırak da kayarak açılsın dediğimde bana cildinin ne kadar da pürüzsüz olduğunu göster. | Open Subtitles | وعند إشارتي، ستضعين ساقكِ على الكرسي، ودعي المعطف ينزلق، وأريني مدى نعومة بشرتكِ. |