ve en fazla üç yüz yıl içinde bin olacağız, ama Seattle’da ki arkadaşım David Battisti’ye göre ise bu yüzyıl sürecek. | TED | يجب أن نكون في مستوى الألف خلال ثلاثة قرون بالأكثر، لكن صديقي دايفيد باتيستي في سياتل يقول أن يلزم 100 سنة. |
Biz iki salak 60 yaşına geldiğimizde hala burada oturuyor mu olacağız? | Open Subtitles | هل سنكون جالسين هنا عندما نكون في الـ60 من عمرنا مثل شخصان أحمقان؟ |
"Neyse, yaklaşık iki saat içinde Alderaan'da olmalıyız." | Open Subtitles | على أية حال، يجب أَن نكون في الديران حوالى 200 ساعة |
Önümüzde ki hafta Kaliforniya'da olmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نكون في كاليفورنيا الأسبوع القادم. |
Yarın akşam yemeği vaktinde Washington'da oluruz. | Open Subtitles | سوف نكون في العاصمة غداً ليلاً على العشاء |
Madrid'de olmamız gerektiğini söyle. | Open Subtitles | وأخبريه أننا يجب أن نكون في مدريد في التاسعة |
Yarın sıcak ve güzel bir barda bu halimize gülüyor olacağız. | Open Subtitles | سنضحك من هذا غداً عندما نكون في حانة جميلة دافئة في مكان ما |
Hayır, hayır. All Star olacağız. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا ينبغي علينا ان نكون في كل النجوم |
Şafakla birlikte dağın öteki tarafında olacağız. | Open Subtitles | مع الفجر يجب أن نكون في الجهة الأخرى من الجبال |
Üzüntünü paylaşmak istersen barda olacağız. | Open Subtitles | سوف نكون في الحانة إذا أردت أغراق أحزانك. |
Ellerimizi yıkadıktan sonra ikinci ameliyathanede olacağız. | Open Subtitles | سوف نكون في غرفة العمليات رقم 2 بعد ماتتجهز للجراحه. |
Onu gölün ortalarına koyacağız. Böylece o çözüldüğü zaman turnuvanın ortasında olacağız. | Open Subtitles | سنضعه بعيداً في البحيرة حتى نكون في منتصف الدورة عندما يذوب عنه الجليد. |
Korkarım yiyip gitmeliyiz. Saat 6'da Maryport'da olmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نتناوله ونرحل، إنني متأسف علينا أن نكون في "ماريبورت" في السادسة |
- Nottingham'da olmalıyız. - Biz mi? | Open Subtitles | . (نحن يجب أن نكون في (نوتينغهام . نحن ؟ |
6:00'ya kadar Harrison'da olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نكون في (هاريسون) الساعة 6: |
Pekala beyler, saat sekiz gibi Flaglestown'da oluruz. | Open Subtitles | حسنا, ياشباب, يجب أن نكون في فلاجليس تاون في الثامنه |
Motel den paramızı geri alabilir, arabaya atlar birkaç saat içinde Chicago'da oluruz. | Open Subtitles | تعالا بس نرجع و نكمل وسيبك من الفندق دا هانوصل شيكاغو في ساعتين وبعد بكرة نكون في قصر بلاي بوي |
Kesinlikle öyle. Yarın sabaha kadar Kosta Rika'da oluruz. | Open Subtitles | بالفعل هو كذلك , يجب ان نكون في كوستاريكا قبل صباح الغد |
Bob gelmiş gelmemiş umurumda değil... Saat 3.30'da D.C.'de olmamız gerek. DC? | Open Subtitles | لا يهمني إذا كان (بوب) هنا أو لا، علينا أن نكون في العاصمة عند الثالثة و النصف |
Ambléve'de olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يُفترض أن نكون في (آمبليف) |