Ve bir de, sanal turlar gibi mobil uygulamalar da üretiyoruz. | TED | وأخيرا ننتج تطبيقات جوال تضم أدوات إفتراضية تحككي قصصا. |
Bütün bunları tam burada Birleşik Devletler'de üretiyoruz. | TED | فنحن ننتج كل هذا هنا في الولايات المتحدة. |
Yeni soru şu, 8.3 milyar insanı 2027'de doyurmak için 214 trilyon kaloriyi nasıl üretiriz? | TED | السؤال الجديد هو، كيف ننتج 214 تريليون سعر حراري تكفي لإطعام 8.3 مليار شخص بحلول عام 2027؟ |
Solunum sırasında karbondioksit üretiriz ve bu korbondioksidin sistemden temizlenmesi gerekir. | TED | بينما نتنفس ننتج غاز ثاني أكسيد الكربون، وثاني أكسيد الكربون يجب أن يكون خارج النظام. |
Ve her birimiz derimizde sivrisinekleri kendine çeken veya iten farklı kimyasallar ürettiğimiz ve farklı koktuğumuz için, bazılarımız diğerlerinden çok daha çekici hale gelir. | TED | و بما أننا جميعا لدينا روائح مختلفة و ننتج مواد كيميائية على بشرتنا و التى تجذب أو تُنفر البعوض، بعضنا أكثر جذبا من البعض الأخر. |
Müşterilerimizin daha da memnun kalacağı yeni ürünler üretmeliyiz. | Open Subtitles | . نحن يتوجب علينا أن ننتج منتجات جديدة جيدة |
Biz burada araba üretmiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا ننتج سيارات هنا |
global halk için nasıl üretim yapacağız, bizim için iyi olan, ayni zaman herkes için iyi olani. | TED | كيف ننتج منافع عالمية مشتركة، جيدة لنا، ولكنها جيدة للجميع في الوقت نفسه؟ |
Aynı süreç içerisinde 250 bölüm üretiyoruz. | Open Subtitles | في تلك الفترة الزمنيّة نفسها، نحن ننتج 250 حلقة |
Biz, markette dolapta satılacak bir ürün üretiyoruz ve besbelli her ülkeye ihraç edecek kadar kaliteli. | Open Subtitles | نحن ننتج منتجع ليباع في المتاجر وهو لائق للتصدير لشتى بقاع العالم |
Şimdi, bu yapbozu çözmek kolay değildi, çünkü deri üzerinde yüzlerce farklı kimyasal üretiyoruz, ama bu yapbozu gerçekten de çok çabuk çözmemizi sağlayan bazı harikulade deneylere giriştik. | TED | و الآن حل هذه المعضلة لم يكن شيئا سهلا، لأننا ننتج المئات من مختلف المواد الكيميائية على بشرتنا، لكننا باشرنا بعض التجارب الجديرة بالملاحظة التى مكنتنا من حل هذه المعضلة بسرعة كبيرة حقا. |
Çeyrek günde bir araba üretiyoruz. | Open Subtitles | إننا الآن ننتج سيارة و ربع فى اليوم |
Teknolojiden başka bir örnek: Ziraat. Yiyecek sıkıntısı olduğunu düşünüyorsak yeni tohumlar üretiriz. | TED | هنا مثال آخر من التكنولوجيا. الزراعة. نعتقد أن هناك مشكلة الغذاء ، ولذا فإننا ننتج بذوراً جديدة. |
Bombardıman uçağı, hidrojen bombaları, ışın silahları, ölümcül bakteriler, karşıt-madde dalgaları, kanserojen gazlar vb. üretiriz. | Open Subtitles | نحن ننتج القاذفات والقنابل الهيدروجينية أسلحة شعاعيّة, بكتيريا قاتلة .موجادات مادة مضادّة, غازات مسبّبة للسرطان, إلى آخره |
En iyi tütünü üretiriz. | Open Subtitles | نحن ننتج افضل الأنواع ارجوكم |
Oxford'da bir imalat bölümümüz var ya da Oxford'un güneyinde, bu sivrisinekleri ürettiğimiz yer. | TED | ولدينا وحدة إنتاج في أوكسفورد، أو في جنوب أوكسفورد، حيث ننتج هذا البعوض فعليًا. |
Hayır, zaten dünyayı beslemek için yeterli olandan fazla kalori ürettiğimiz için değil. | TED | لا , ليس لاننا في الأصل ننتج .. مايكفي من الوحدات الحرارية لإطعام العالم . |
Şimdi daha fazla silah üretmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن ننتج مدافع أكثر الآن. |
Bir bakıma, biz tavuk üretmiyoruz. | Open Subtitles | بطريقة ما نحن لا ننتج الدجاج |
Üzgünüm, Bağcık, köpekler için Nutriyums üretmiyoruz. | Open Subtitles | "اسف "شوليس لا ننتج الواح الطاقة ...للكلاب بعد |
Eğer büyük miktarlarda üretim yapabilirsek eminim insanlar satın alacaktır, öyle değil mi? | Open Subtitles | لو يمكننا أن ننتج هذه في كميات كبيرة أنا متأكد أن الناس سيشترونها, ما رأيك ؟ |