"نهاية لها" - ترجمة من عربي إلى تركي

• sonsuz
• Sınırsız
• sonu
• Bitmek tükenmek
• yapabileceğiniz ve her şeye sahip

Harekete geçmek için sonsuz vakti ve Sınırsız kaynağı var.
لديه الخلود كي يتصرف فيه , وموارد لا نهاية لها

Hayal gücünde sonsuz yaşam olanakları gördüm, sonsuz hakikat, gerçeğin kalıcı yaratılışı, öfkenin, sevgiyi ararken gösterilen bir ifadenin olduğu yer, fonksiyon bozukluğunun doğru olmayan şeyler karşısında doğru bir tepki olduğu yer.
في الخيال رأيت إمكانية لا نهاية لها من الحياة، الحقيقة التي لا نهاية لها, وديمومة نشوء الواقع، المكان الذي يكون الغضب فيه تعبيراً للبحث عن الحب، مكان الاختلال الوظيفي كرد فعل لعدم الحقيقة

Araba merkezli bir toplum ya da yaygın toplu taşıma sistemi oluşturma arasındaki sonsuz tartışmada sıkışıp kalmışız.
كنا عالقين في مناظرة لا نهاية لها حول إنشاء مجتمعات تفضل قيادة المركبات أو نظم النقل الجماعي الواسعة النطاق.

- Bağışlayın senatör. Ama o adam sonu gelmeyen bir savaştan bahsetti.
أعذريني ، أيّتها السِناتُورة لكن الرجل تحدّث عن حرب لا نهاية لها

Bitmek tükenmek bilmeyen onca ayı İtalya'da vize bekleyerek geçirdik.
طوال الشهور التي لا نهاية لها. بقينا في إيطاليا. ننتظر التأشيرة.

Bu bizi nasıl da bağlıyor sonsuz insanlarla iletişim ağında. "
كيف أن ذلك يربطنا وكأننا في شبكة بشرية لا نهاية لها"

sonsuz denizler ve binlerce mil nehirler Babalar ile çocuklar hatırlıyorum ve tadı...hatırlıyorum ve şeftalinin kabuğunu soymayı...
البحار التي لا نهاية لها وآلآف الأميال من الأنهار .. أتذّكر الأب للأطفال .. .. و ذاك الطعم ..

Ya 6'ya 4'lük bir hücre ya da sonsuz büyüklükteki ekilemiş topraklar arasında bir seçim. - Montreal iyidir.
انه خيار من زنزانة صغيرة او حياة جامدة لا نهاية لها

Yüzyıl boyunca bilimin en iyi beyinleri güya sonsuz görünen bu ısı ve enerjinin kökenini anlamak için uğraşmıştır.
لقرون ، خيرة العقول في العلوم كافحوا لفهم أصل الشمس التي لا نهاية لها من الحرارة والطاقة

Ama eğer bu klavye Sınırsız ise o zaman çalabileceğin hiçbir müzik yoktur.
وإذا وجد بيانو بمفاتيح لا نهاية لها .. فانك لا تستطيع أن تعزف عليه موسيقى

Ve eğer bu klavye Sınırsız ise o zaman çalabileceğin hiç bir müzik yoktur.
وإذا وجد بيانو بمفاتيح لا نهاية لها.. فانك لا تستطيع أن تعزف عليه موسيقى

Ama sana Sınırsız yenilenebilir piller verebilirim.
لكنني سأعطيك زيادة بطاريات لا نهاية لها قابلة للشحن.

Ama gördüm ki bu mücadelenin bir sonu yok.
لكننى أيقنت أن هذه المعارك لا نهاية لها.

Bu uyanış hikayesinin birçok başlangıcı var, ancak bir sonu yok.
قصة هذه النهضة لديها بدايات عديدة و لا نهاية لها

Beni geminin iskelesine getiriyorsun ve... önüme milyonlarca tuşlu bir klavye yuvarlıyorsun... ve işte gerçek onların bir sonu yok.
ولكن عندما تضعنى على هذه السلالم لأرى أن المدينة كبيانو بملايين المفاتيح وهذه هى الحقيقة لا توجد نهاية لها

Bitmek tükenmek bilmeyen onca ayı ta ki buraya gelinceye kadar, içimde gencecik bir kız dans ediyordu.
طوال الشهور التي لا نهاية لها. و طوال الرحلة، هناك... فتاة شابة، ترقص!