| Bir gergedan gibi yere devirdiğim halde o deli yeniden ayağa kalktı. | Open Subtitles | لقد نهض بعد أَن وضعت رصاص بما فيه الكفاية فيه ليسقط كركدن |
| kalktı ve arkamdan koştu, fakat beni yakalayamadan silaha ulaştım. | Open Subtitles | ثم نهض وهرول ورائى, ولكنى وصلت الى المسدس قبل ان يمسك بى |
| kalktı, ve eğer giderse onu tekrar asla göremeyeceğimi biliyordum. | Open Subtitles | ثم نهض لينصرف.. وكنت اعلم انه, لو انصرف فلن أراه ثانية بعد ذلك |
| Başkanla dalga geçiyoruz ama işi çok zor. Bu sabah başkan Uyandı, kanunları çiğnedi, tutuklandı ve kendisi için af çıkardı. | Open Subtitles | نحن نهزأ من الرئيس ولكن عمله صعب مثلاً نهض الرئيس اليوم من النوم |
| -Birisi kesinlikle erken kalkmış. -Clark, Tüm gece ayakta mıydın? | Open Subtitles | نهض أحدهم مبكراً - كلارك هل سهرت طيلة الليل؟ |
| Dün gece saat 3.00-4.00 civarında yataktan kalktı ve bir amacı olmadan etrafta dolaştı. | Open Subtitles | ليلة أمس نهض وتجوّل بالجوار في مكان ما عند الساعة الثالثة أو الرابعة. |
| Altıncı günün sabahında Tanrı kalktı, gözleri sönüktü ve suratı asıktı. | Open Subtitles | فى صباح اليوم السادس نهض الرب و كانت عيناه داكنتان و ساد التجهم وجهه |
| Bugün ayağa kalktı ama doğrusu onun için endişeleniyorum. | Open Subtitles | لقد نهض اليــوم لكن بــالي لا يزال مشغولا بـه |
| Çok erken kalktı, ve borcunu geri ödemek için iş yapmak istedi. | Open Subtitles | نهض منذ الفجر وأصر على العمل مقابل مأواه |
| Birden, kanepeden kalktı, kumandayı aldı ve TV yi kapattı, bana döndü ve yaşlı gözlerle şöyle dedi, | Open Subtitles | و فجأة نهض عن الأريكة و سحب جهاز التحكم و أغلق التلفاز :و التفت إلي و عيونه اغرورقت بالدموع و يقول |
| Gazete okumaya devam etti ve... kalktı bana doğru geldi ve öğrenci olup olmadığımı sordu. | Open Subtitles | كان يجلس هناك، يتظاهر أنه يقرأ الصحيفة ومن ثم نهض وتوجه نحوي و سألني إن كنتُ طالبة |
| Her şeye rağmen küçük robot yine kalktı! | Open Subtitles | عكس كل الاحتمالات لقد نهض الروبوت الصغير ثانية. |
| Sanırım erken kalktı ve Little Caesars'da şişman çocuklar toplantısı gibi bir şey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أعتقد هو نهض مبكرا هو , قال شيئا ما حول أجتمال الطفل السمين في ليتيل سيزر |
| Sonra birden kalktı. | Open Subtitles | في نهاية المطاف، نهض هذا الشيء فجأة ،ذلك الذي كان أرضا |
| Mevzubahis askerlerin hepsi de şimdi mezarlarından mı kalktı? | Open Subtitles | و الآن نهض هؤلاء الجنود جميعاً من قبورهم ؟ |
| O Uyandı, ben de banyoya gittim spaya gitmek için arkadaşım beni saat 8'de kaldırdığında o gitmişti. | Open Subtitles | نهض ، ضننت أنه ذاهب إلى الحمام ، لكن... عندما ذهب صديقتي اأيقضتني على الساعة 8: |
| Vay, Antonius da kalkmış erken erken bütün gece cümbüş ettiği hâlde. | Open Subtitles | انظروا. ها هو (أنتوني) نهض مبكراً بعد أن قضى الليل ساهراً |
| Daha iyisi. Ayağa Kalkıp kasabaya doğru 6 kilometre yürümüş. | Open Subtitles | من ثَمَ ، نهض و مشى أربعة أميال إلى المدينة |
| Kalkın yurdumun çocukları, övünme günümüz geldi. | Open Subtitles | نهض اطفال الوطن و يوم المجد قد وصل |
| Diğerleri uyanıp ortaya çıktığında bu genç mirket zaten uyanmış ve görevinin başına geçmeye gidiyordu. | Open Subtitles | عندما يستيقظ الآخرون ويخرجون فيكون قد نهض هذا الصغير بالفعل وفي طريقه لسارية مراقبته |
| Bu masadan kalkan sıradaki kişi hayatı boyunca oturarak işemek zorunda kalır. | Open Subtitles | وإن نهض أحدكم من مكانه، فسأتأكد من كونه يتبول جالسًا طوال حياته |
| Şüpheliden gözünü ayırma. Ayağa kalkarsa bu düğmeye bas. Beni çağıracaktır. | Open Subtitles | راقبي المُشتبه فيه، لو نهض من كُرسيّه، فاضغطي هذا الزر، وسيقوم باستدعائي. |
| Adam fırının gazabının içinden küllerinden doğdu. | Open Subtitles | رجل نهض من بين الرماد بعد أن تم حرقة في فرن المصنع |
| Kendi boku ve sidiği üzerinde oturuyor. Ölü olmasa ayağa kalkar. -Tamam. | Open Subtitles | أنه يجلس فى بوله وقاذوراته لو لم يكن ميتا لكان قد نهض |
| Pilotun, bir yolcuya saldırmak için yerinden kalktığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقول بأن الطيار نهض من مكانه وترك التحكم ليهاجم أحد الركاب؟ |