| Tüpün içindeki gaz yalnızca Neon ise kırmızı renkte parlar. | Open Subtitles | لو كانت الأنبوبة بها نيون فقـط بداخلها ستتوهج بلون أحمر |
| erkek alanı. Neon konser posterleri, bir bar, ve tabi ki, çok önemli olan bacaklı lamba. | TED | فيها ملصقات نيون لحفلات الموسيقى٬ مِشرب٬ وطبعا مصباح الرِجل٬ الذي هو مهم جدا. |
| Helyum, Neon, Argon, Kripton, Ksenon, Radon. | Open Subtitles | هيليوم, نيون, أرجون كريبتون, زينون, رادون |
| Bir depo var. Kapı, Neon ışığının altında. | Open Subtitles | هناك مخزن صغير ابحت تحت الباب عن اشارة نيون |
| Nion, baksana. Kimim ben? | Open Subtitles | يا نيون من أنا ؟ |
| Helyum, Neon, Argon, Kripton, Ksenon, Radon. | Open Subtitles | هيليوم, نيون, أرجون كريبتون, زينون, رادون |
| Neon, neden onunla gitmiyorsun. Belki ona yardımcı olursun. | Open Subtitles | نيون , لما تذهبين معه , ربما ساعدتيه في شئ |
| Wayne Neon'a benzeyen herife, Rita Rudner'a benzeyen kadını dövmesi için para vereceğim. | Open Subtitles | أريد أن أدفع لشبيه واين نيون ليضرب شبيهة ريتا |
| Bir isimle bir adresi yanıp sönerek gösteren bir Neon lambası görüyorum, çünkü bu özel rakamların yaptığı... bu çeki hamilinin isim ve adresiyle ilişkilendirmesi. | Open Subtitles | أرى لوحةً بأنوار " نيون " تشير للاسم والعنوان لأنها أرقام مميزة ماذا تفعل ؟ تصل هذا الإيصال |
| Efendim, sahilde bir hareketlenme olmuş Liquid Neon yakınlarında. | Open Subtitles | سيدي لقد سمعت عبر الإرسال أن هناك حدث عند الشاطئ " قريب من " ليكويد نيون |
| Sarah ve arkadaşıyla Liquid Neon'da dörde kadar eğlendik. | Open Subtitles | لقد إحتفلنا مع " سارة " وصديقتها في " ليكويد نيون " حتى الساعة الرابعة |
| Sana, "Bir Neon tabela al" dedim ama sen, "Güzel bir tane yaparım." dedin. | Open Subtitles | قلت لك : أشترى لمبات نيون وأنت قالت : |
| Neon, söyleceğin bir şey var mı? | Open Subtitles | نيون , هل تحاولين ان تقولي شئ ؟ |
| Umurumda olan şey, 1997 Dodge Neon'um. | Open Subtitles | ما أهتم به هو سيارتي الـ"دودج نيون"طراز عام 1997 |
| Büyük beyaz köpekbalığında temel olarak alnının üstünde çakan Neon ışıkların 'yemek, seks, yemek, seks, yemek, seks' demesidir; eğer erkekse o zaman 'seks, yemek, seks, yemek' der. | Open Subtitles | في حالة القرش الأبيض الكبير، فهو لديه لوحة نيون تومض على جبهته قائلة: "طعام، جنس طعام، جنس، طعام، جنس." |
| Onlar dairesel Neon lambalar kullanılarak yapılmışlar. | Open Subtitles | تم صنعهم باستخدام أنبوبي نيون دائريين |
| Avuç resmi, böyle Neon ışıklı. | Open Subtitles | إنّها... كف يد، تتجسّد بشكل طبيعي في مصـــــباح نيون. |
| Tozlu mikrofon ve Neon ışıkları İhtiyacım olan tek şey | Open Subtitles | "ميكروفون مترب ونور نيون" "هو كل ما أحتاجه" |
| Nion'la Doreena'ya ne olacak peki? | Open Subtitles | ماذا بشأن نيون و دورينا ؟ |
| Nion, tahmin et ben kimim? | Open Subtitles | مهلاً، (نيون)، مَن أكون أنا؟ |