| Tabi, bu bir Saul Steinberg. New Yorker'da kapak olmuştu. | TED | إنها بالطبع سول ستينبرج .. كانت على غلاف مجلة نيويوركر |
| Egan, The New Yorker'ı, kendi yazdığı bütün bu satırları tweet edecek bir New Yorker Fiction [hikaye] hesabı açmaya ikna etti. | TED | ايقن أقنعت نيويوركر لتبدأ حساب نيويوركر الخيالي منها يستطيعون التغريد عن الأسطر التي تنشئها هي |
| Her akşam, saat 8'de, The New Yorker'ın fiction hesabından yeni bir kısa hikayeye erişebilirsiniz. | TED | كل ليلة, الساعة 8 مساءاً, تستطيع متابعة قصة قصيرة من حساب نيويوركر الخيالي |
| New Yorker'daki şu karikatüre baksana. | Open Subtitles | انظر إلى هذا الكاريكاتير في جريدة ذا نيويوركر. |
| Gerçek New York'luların olmasını heyecanla beklediği belli başlı şeyler vardır. | Open Subtitles | يمكنك الاعتماد على يد واحدة الأشياء سوف نيويوركر انتظر. |
| Bir New Yorklu olarak okumakta geç kalmışım da. | Open Subtitles | حسنا، هذا نيويوركر و قليلا وراء على القراءة لها. |
| New Yorker'dan olduğumu söylediğim de gireceğime bahse varım. | Open Subtitles | بالتأكيد أستطيع الدخول حالما أذكر بأني من ذا نيويوركر. |
| Bütün gece ayakta kalmam gerekti ama sonunda harika bir New Yorker karikatürü oldu. | Open Subtitles | إضطررت للسهر طيلة الليل ولكن ابتكرت أخيراً كاريكاتيراً رائعاً لـ نيويوركر. |
| Şuna baksana. New Yorker'ın yeni sayısından. | Open Subtitles | انظر إلى هذا، من العدد الأخير لـ ذا نيويوركر. |
| Hala kararsızdım ve bekleme odasındaki bütün New Yorker dergilerini okumuştum. | Open Subtitles | كنت ما زلت المشككين وأود أن قرأت بالفعل كل نيويوركر في غرفة الانتظار. |
| O öykü The New Yorker'a layıktı. | Open Subtitles | تلك القصة لم تكن جيدة كفاية لتنشر على مجلة نيويوركر |
| - Tam da onun New Yorker'daki kısa biyografisini okuyordum. | Open Subtitles | كنت مجرد قراءة لمحة عنه في مجلة نيويوركر. |
| Ben genelde karikatürlerden hoşlanmadığımdan, pek çoğunun komik olduğunu düşünmüyorum, onları garip buluyorum. Ama New Yorker'daki şu karikatüre bayılıyorum. | TED | في العادة لا أحب الرسوم الكاريكاتورية، لا أعتقد أن العديد منها مضحك، أجدها غريبة. ولكني أحب هذا الكرتون من مجلة نيويوركر. |
| Ama "teen-age"de o çizgiyi, "coöperate"de o dieresisi görürsünüz ve The New Yorker okuduğunuzu bilirsiniz. | TED | عندما ترون شرطة الوصل في "teen-age" والنقطتين فوق "coöperate،" تعرفون أنكم تقرأون مجلة نيويوركر. |
| The New Yorker'da editörlük mekanik bir süreçtir. | TED | المراجعة اللغوية في "نيويوركر" هي عملية آلية. |
| E.B. White bir zamanlar The New Yorker'daki virgüller hakkında şöyle yazmıştı: "Bir bedenin etrafına saplanan bıçakların hassasiyetinde." | TED | إ.ب. وايت كتب ذات مرة عن الفواصل في صحيفة نيويوركر: إنها بحدة السكاكين التي تُقَطِع الجسد." |
| "The New Yorker" için yazmanın en güzel yanı, insanları arıyorum ve telefonlarıma geri dönüyorlar. | TED | أحد أجمل الأشياء في الكتابة إلى " ذا نيويوركر" هو أنني أتصل بالناس، وهم يردون على مكالمتي الهاتفية. |
| Dört yıl kadar önce New Yorker dergisi Mauritius adasında bir çukurda bulunan bir yığın dodo kemiği hakkında bir makale yayınladı. | TED | منذ حوالي الأربعة أعوام, نشرت مجلة "ذا نيويوركر" مقالة عن العثور على مخبأ به عظام لطائر الدودو داخل حفرة في جزيرة موريشيوس. |
| Ön sayfada bulunan resim buydu. Ben de Tina Brown'un bu fotoğrafları New Yorker'a taşımasının muhteşem olduğunu düşünenlerdenim zira bu fotoğraf tamamiyle beni benden aldı. | TED | على اية حال. كانت تلك هي الصورة المقابلة للمقال, و أنا أحد الذين يعتقدون أن تينا براون أحسنت في جلب الصور لمجلة ذا نيويوركر لأن تلك الصورة غيرت حياتي كليًا. |
| Mobilya tasarımcısıyla geçirilen dört buluşmadan ve dizlerime kondurulan küçük öpücüklerden sonra bu New York'lu yeteri kadar beklediğine karar verdi. | Open Subtitles | بعد أربعة مواعيد مع مصمم الأثاث، التي جعلت ركبتي ضعيفة قبلة، كان هذا نيويوركر انتظرت فترة طويلة بما فيه الكفاية. |
| Bu arada başka bir New Yorklu dolu hayatının tadını çıkartıyordu. | Open Subtitles | وسط مدينة أخرى نيويوركر كان يتمتع حياتها الكاملة. |