Hislerim beş tane arabulucuyu yakmadı. Nell Sawyer yaktı. | Open Subtitles | لم يخيّب حدسي على مرّ خمس مفاوضين بل فعلت (نِل سوير) |
Nell' e önerdiğimiz ilk teklifle sorunun yoktu yani? | Open Subtitles | أأنت موافقٌ على الاتفقاق الاول الذي قدّمناه إلى (نِل)؟ |
İsveçli başına büyük dert açtı, Nell. | Open Subtitles | -لقد كان عليكِ عبئًا كبيرًا يا (نِل ). |
Bizi bu duruma sokan Nell Sawyer. | Open Subtitles | (نِل سوير) من وضتْعنا في ذاك الموقف. |
Yakala onu, Nick! | Open Subtitles | (نِل منه يا (نك |
Yakala onu, Yakala onu. Haydi. | Open Subtitles | نِل منه هيااا |
Karar ver gitsin çünkü Nell'i tek başıma görmeye gittim hatta büyükannemi bile kullandım- O anlamda değil. | Open Subtitles | احكم، لأنّي قابلتُ (نِل) بنفسي حتّى أنّي استخدمتُ بجدّتي... ليس استخدمت |
Ee, bugün şanslı günün, Nell. | Open Subtitles | إنّه يوم حظّكِ يا (نِل). |
Nell'in şerefine beyler. | Open Subtitles | لـ(نِل) يا أولاد! |
- İyi iş Nell. | Open Subtitles | أحسنتِ عملًا يا ( نِل |
Nell'in şerefine! | Open Subtitles | لـ(نِل)! |
Nell? | Open Subtitles | نِل ) ؟ |
Yakala, evet. | Open Subtitles | هيا نِل منه.. |