| Öbürü Cep telefonunu çıkarıp 911'i arıyor. | TED | الرجل الآخر التقط هاتفه النقال واتصل بـ 911. |
| Artan bir nüfusumuz var ve herkes Cep telefonunu seviyor, özellikle burada bu durumda. | TED | لدينا كثافة سكانية متزايدة و كلنا يحب هاتفه النقال خاصة في هذا الموقف |
| Cep telefonunu ele geçirdim onu en son sen aramışsın. - Nasıl göründüğünü biliyorum açıklamama izin ver. | Open Subtitles | حصلت على هاتفه النقال آخر مكالمة تلقاها كانت منك |
| Örneğin, şu an kaçınızın üzerinde hala cep telefonu var? | TED | من منكم مثلًا يحمل هاتفه النقال في هذه اللحظة؟ |
| Biliyorsun, cep telefonu hep açıktır. Biliyorsun, açık tutuyor. | Open Subtitles | تعلمين أن بأنه هاتفه النقال ما زال متاح تعلمين ذلك |
| Kız arkadaşı ile randevusu vardı ve cep telefonuna da cevap vermiyor. | Open Subtitles | لقد كان بموعد غرامي مع عشيقته ولا يجيب على هاتفه النقال |
| Nelu Amca Roma'dan cep telefonuyla, onlara ne yapmaları gerektiğini anlatmış. | Open Subtitles | فقد أكان العم ( نيلو ) يعطي التعليمات عبر هاتفه النقال من روما |
| Cep telefonunu işlevsiz hâle getireceğiz ve ankesörlü telefonu kullanmaya mecbur edeceğiz. | Open Subtitles | نعطل هاتفه النقال نجبره على إجراء المكالمة عبر الهاتف العمومي |
| Cep telefonunu adamın arabasına yerleştirdi. | Open Subtitles | لذا، لقد وضع هاتفه النقال في سيارة الرجل. |
| Şu LuthorCorp güvenlik görevlisi az önce Cep telefonunu açtı. | Open Subtitles | هذا حارس أمن لدى (لوثر كورب) قد أخذ هاتفه النقال. |
| Dinle, Daniel Cep telefonunu açmıyor. | Open Subtitles | اسمعي إن دانيال لايجيب على هاتفه النقال |
| Cep telefonunu kapatmış olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل بأنه قد أغلق هاتفه النقال |
| John'a ulaşmaya çalışıyormuş ama Cep telefonunu açmıyormuş. | Open Subtitles | لا كنه لا يرد على هاتفه النقال |
| Cep telefonunu ara. | Open Subtitles | جرب هاتفه النقال مجددا. |
| Aslında bunu yapmamalıyım. Ama sana cep telefonu numarası vereceğim. | Open Subtitles | ليس مسموح لى أن أفعل هذا لكننى سأعطيك رقم هاتفه النقال الشخصى |
| Orada başka biriyle olduğuna inanmıyorum. cep telefonu da kullanmıyor. | Open Subtitles | لا أحد غيره في السيارة وهو لا يستخدم هاتفه النقال أيضاً |
| İyi ki yanında cep telefonu varmış kendine gelip 911'i aramış. | Open Subtitles | لقد كان محظوظاً لأنه يملك هاتفه النقال معه فأتصل بالنجدة ونقلوه إلى هنا |
| Çalışma tablosu ile ilgileniyorduk, cep telefonu çaldığında. | Open Subtitles | لقد أوشكنا أن ننتهي من القائمة -عندما تلقى المكالمة على هاتفه النقال |
| Eğer cep telefonuna ve bilgisayarına bir göz atabilirsek bize oldukça yardımcı olmuş olursunuz. | Open Subtitles | سيكون من المفيد جداً لنا لو كان بمقدورنا البحث من خلال هاتفه النقال و كمبيوتره الخاص. |
| Tin Chang'in cep telefonuyla aradığı numaraların izini takip ettik. | Open Subtitles | لقد قمنا بتعقب الارقام التي طلبها(تيم تشين)في هاتفه النقال |
| Cep telefonunda numara çevirmekle meşgul bir ahmak yüzünden kızının karşıdan karşıya geçerken kötürüm kaldığını görmek nasıl bir şeydir bilir misin? | Open Subtitles | هل لديكِ أية فكرة كيف يبدو الوضع عندما ترين ابنتك معاقة بسبب أحمقٍ ألهاهُ هاتفه النقال عن رؤيتها تعبر الشارع |