|   Hanley Folsom yalnızca evi ve çocuğu olmayacak kadınları terfi ettiriyor.   | Open Subtitles |    هانلي فولسوم يرقي فقط النساء اللاتي لا يهتمن بالمنزل و العائلة   | 
|   Aslında Bert Hanley'i aramak istiyordum.   | Open Subtitles |    في الحقيقة أردت الاتصال بالسيد برت هانلي.   | 
|   Silahım var, sizi vurabilirim ama Bayan Hanley beni aradı.   | Open Subtitles |    لدي مسدس وقد أطلق عليكِ النار ولكني تلقيت اتصالأ من السيدة هانلي   | 
|   Bayan Hanley'i arayıp sabah programını iptal ettirdim.   | Open Subtitles |    اتصلتُ بالسيدة هانلي وألغيتُ مواعيدك الصباحية   | 
|   Ben Hanley Folsom. Folsom Gıda'nın başkanı.   | Open Subtitles |    انا هانلي فولسوم مدير شركة فولسوم للأغذية   | 
|   36 saat içinde Hanley Folsom'ın ifadesini alacağım ve o buraya gelmeden metresinin neler yaptığını öğrenmek istiyorum.   | Open Subtitles |    سوف أقوم بجلسة شهادة مع هانلي فولسوم في خضون 36 ساعة و أريد بأن أعرف عنه أكثر مما تعرف عنه عشيقته قبل أن يأتي إلى هنا   | 
|   Hanley Folsom'ın kadınları işe alma konusundaki şahsi görüşün nedir?   | Open Subtitles |    ما الذي تظنيه عن رأي هانلي فولسوم الشخصي حول موضوع توظيف النساء ؟   | 
|   Aslında Hanley Folsom ani bir şekilde suçlanabilir.   | Open Subtitles |    حقيقة يمكن بأن تجعل هانلي فولسوم يعي تماماً كل شيء   | 
|   Arıları boş ver Hanley. Suçlu ilan edildin.   | Open Subtitles |    إنسي امر النحل هانلي أنتِ خارجة عن القانون الآن   | 
|   Ne yaptığınızı biliyorum, Bay Hanley. Neden yaptığınızı tartışıyoruz.   | Open Subtitles |    أعرف ما قمت به يا سيد هانلي نحن نناقش السبب   | 
|   Bu sırada, Federov ve CIA ajanı John Hanley ile bir şeyler planladıklarına şahit oldum.   | Open Subtitles |    وخلال ذلك الوقت، شهدت تآمر فيدوروف مع عميل وكالة المخابرات المركزية، جون هانلي   | 
|   Bert Hanley sana mektup falan yazmadı, ne de aradı...   | Open Subtitles |    بيرت هانلي لم يكتب لك أي رسالة ولميتصلبالهاتف...   | 
|   Penny Hanley, 19 yaşında. Arlington'da yaşıyor, bir sanat galerisinde çalışıyor.   | Open Subtitles |    بيني هانلي ]، 19، تقطن بــِ [ آرلينتون ]، تعــمل بمعــرض الفنون ]   | 
|   Bay Hanley, hepimiz kızınızı bulmak istiyoruz,   | Open Subtitles |    سيد [ هانلي ] نحن جميــعا نريد البحث عن إبنتك أبي، عليك فعلا أن تهدأ   | 
|   Ve işletmenin başında Hanley Folsom'un bacanağı var.   | Open Subtitles |    و صهر هانلي فولسوم يدير المصنع   | 
|   Hanley'nin ekibi bir şey bulmuş.   | Open Subtitles |    المتواجدون بمكان هانلي وجدوا شيئاً   | 
|   Tamam Dempsey ve Makepeace, bana gerçek Joe Hanley'den bahsedin.   | Open Subtitles |    حسناً (ديمبسي) و(ميك بييس) ، أخبروني عن (جو هانلي) الحقيقي   | 
|   Bay Hanley hem nazik, hem de tamamıyla müsait.   | Open Subtitles |    السيد (هانلي) ليس مجرد رجل عطوف بل غير مرتبط بأحد ايضاً   | 
|   Bay Hanley, baş nedime olup olmadığını soruyor.   | Open Subtitles |    سيدة (بيج) السيد هانلي يريد أن يعرف إن كان لديكِ خادمة شرف ؟   | 
|   Bu Özel Ajan Gibbs. Bu da Dedektif Hanley.   | Open Subtitles |    (هذا العميل الخاص (غيبز (إنها المحققة (هانلي   | 
|   Saat ona kadar Handly'in mekânındaydım, yirmi tanığım var.   | Open Subtitles |    ألم أخبرك بأني كنت في حانة "هانلي"؟ لديحوالي20 شاهد.   |