| Belki de en iyi hediye beni unutmasıdır. | Open Subtitles | ربما أفضل هديةٍ له هو أن ينسى أيّ شئ يتعلق بي |
| Ona "seni önemsiyorum" diyecek bir hediye alamıyorsa o konuşmayı nasıl yapacak? | Open Subtitles | حسناً, إن لم يكن بمقدورها إحضارُ هديةٍ لهُ تخبرهُ فيها بمقدارِ حبها له فأنَّى لها أن تحظى بذلكـَ النوعِ من المحادثات؟ |
| Yani, yerinde olsam bu yıl ona hediye almazdım. | Open Subtitles | لذا, لن أجلب لها أي هديةٍ هذه السنة. |
| Bayan Oh, bu yerin babamın ölmeden önceki bana son hediyesi olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين بأنّ هذه أخر هديةٍ يُقدمها والدي لي قبل وفاته. |
| Bunlar Ruslar. Ne güzel bir yaş günü hediyesi. | Open Subtitles | انهم الروس يالها من هديةٍ لعيد الميلاد |
| Bu birinin bana verdiği en güzel hediye. | Open Subtitles | هذه أفضل هديةٍ حصلت عليها على الإطلاق |
| Bana hediye verdiğini falan mı sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنين أنكِ أهديتيني هديةٍ ما؟ |
| Aslında duruma şaşırmaktan ziyade Madara'yı ilahi bir hediye olarak görüyordum. | Open Subtitles | .. على الأرجح أن " الصدمة " ليست الكلمة المناسبة بالنسبة لي ، مادارا كان بمثابة هديةٍ من الإله |
| Merhaba Maddy, bakalım bu sefer bize nasıl bir hediye bıraktın? | Open Subtitles | حسناً، (مادى) أىّ هديةٍ تركتِ لنا هذه المرة؟ |
| - Sana hediye olarak aldık. - Güzel, güzel, güzel. | Open Subtitles | ـ لقد أحضرنا هديةٍ لكِ ـ جيد |
| O cennetten bir hediye sanki | Open Subtitles | إنه بمثابة هديةٍ من السماء. |
| Ne güzel bir hediye. | Open Subtitles | يالها من هديةٍ رائعة |
| Annem teyzem Abby'e hediye vermek istiyor. | Open Subtitles | أمي تريد إهداء هديةٍ للخالة (آبي) |
| Bu yetenek bize Tanrı'nın hediyesi ve bunu insanlarla paylaşmalıyız. | Open Subtitles | أننّا حصلنا على هديةٍ بلا مقابل... وعلينا أنّ نمررّها لمن بعدنا بالمثل. |