| Erkek arkadaşlarının önünde ona hediyesini veremezsin. | Open Subtitles | انتي غير قادره على اعطائه هديته امام اصحابه |
| hediyesini kira borcumdan düşebileceğini söyle. | Open Subtitles | يمكنه أن يخصم هديته مما ادين له من ايجار |
| Ve yedek hediyesini verip vermemesi gerektiğini sordu. | Open Subtitles | ويريد أن يعرف إن كان عليه أن يقدم لكِ هديته الأخرى |
| Bana anneler günü hediyesi olarak evde kalıyor. | Open Subtitles | إنه سيبقى في المنزل مع هديته لي في عيد الأم |
| Gerçek hediyesi buydu... ve bunu sana her gün verdi. | Open Subtitles | ...تلك كانت هديته الحقيقية وهو يعطيها لك كلّ يوم |
| Daha önce, kimse bana hediye olarak tapu vermemişti. | Open Subtitles | لا أحد قد سبق له و أن قام بمنح شهادة مع هديته |
| Dişi çok süslü, bu yüzden erkek hediyesini dikkatli seçiyor. | Open Subtitles | الإناث مشهورين بالتدقيق ، لذلك فهو يختار هديته بعناية. |
| Tanrı'nın bu ilâhi hediyesini heba edersek tekrar sunulacağının hiçbir garantisi yok. | Open Subtitles | إذا رفضنا هديته الألهية ليس هناك ما يضمن أنها ستعرض مجدداً |
| Güzel. O zaman hediyesini paketleyeyim. Bu kutuya sığar. | Open Subtitles | جيد، سأغلف هديته إنها تتسع لهذه العلبة |
| Evet, denerim. hediyesini, geri istemeyeceğini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا تظن أنه لا يود إستعادة هديته |
| T.J'ye hediyesini veremediği için çok üzgün hissediyormuş. | Open Subtitles | لأنها لم تتمكن من إعطاء تي جي هديته |
| Alan ilk hediyesini erkenden alıyor anlaşılan. | Open Subtitles | يبدو ان الان حصل على هديته مبكرا |
| Mikey hediyesini çok sevdi. | Open Subtitles | يَحبُّ ميكي هديته حقاً. |
| Sana hediyesini verdi mi? | Open Subtitles | الم يعطيك هديته حتى الآن؟ |
| Aslında doğrusu, son hediyesi. | Open Subtitles | هديته الأخيرة للتحديد لمَ لديه طاووس؟ |
| - hediyesi burada değilse henüz yoldadır kesin. | Open Subtitles | إن لـم تصل هديته بعد، فهي في الطريق. |
| O sabahki hediyesi oydu bana. | Open Subtitles | كانت، آه... كانت تلك هديته لي ذلك الصباح. |
| hediye olarak da, şu kurdelalı şirin kutulardan bir tane verdim. | Open Subtitles | على أي حال، قدمت له هديته ذلك الصندوق المحلى بالشرائط |
| hediye misafiri onurlandıracak kadar iyi olmalı ama utandıracak kadar da iyi olmamalıdır. | Open Subtitles | الهديه يجب أن تكون جميلة بما فيه الكفايه لتكريم واحترام الضيف لكن ليست جميلة كثيراً لتخجله من هديته |
| Valininin onu "hediye" niyetine gönderdiğini pek sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن رئيس القضاة أرسل هديته لتناقش معها المنظور |
| - Aksini düşünse de onun hibesi olmayacağım. | Open Subtitles | إنه يظن غير هذا، ولن أكون هديته لأحد |