bu çeşitliliği sağlamak için, yeni tadları tanıyabilmeli, daha da önemlisi, yeni lezzetler denemeyi istemeliyiz. | TED | وللإبقاء على هذا التنوع فنحن بحاجة إلى أن نتمكن من تمييز الأطعمة الجديدة والأكثر أهمية هو أننا نحتاج إلى الاستمرار بتناول الأطعمة. |
bu çeşitliliği boğucu şekilde aynı görünen binalara baskılamak yerine tüm yerel deneyimleri ortaya çıkaracak bir mimarı benimsemeliyiz. | TED | ولذا بدلا من أن يتم اختزال كل هذا التنوع والاختلاف في المباني في صورة متماثلة خانقة، يجب أن يكون لدينا الهندسة المعمارية التي تحترم التجربة الحضرية بمفهومها الأشمل. |
İşte bugün konuşacağım konu, genetik materyalleri kullanarak özellikle popülasyon genetiği, nasıl bu çeşitliliği oluşturduğumuz ve ne kadar zamanda oluştuğu. | TED | حسنا، هذا ما سأتحدث عنه اليوم عن كيف نستخدم أدوات الهندسة الوراثية مبادىء (الوراثة السكانية) على وجه الخصوص لكي تبين لنا مصدر هذا التنوع وكم استغرقت من الوقت لكي تحدث |
1995 yılında, dünyanın ticari olarak en başarılı kitabını kaleme almış olarak bu çeşitlilik meyvelerinin tadını çıkardı. | TED | لذلك في عام 1995، قطف ثمار هذا التنوع بتأليف الكتاب الأكثر مبيعًا، |
(Gülüşmeler) Bütün bu çeşitlilik bir polen çekirdeğine bakıp onun hangi türden olduğunu söyleyebileceğiniz anlamına geliyor. Elinizde bir polen örneği var ve onun nereden geldiğini öğrenmek istiyorsanız bu çok kullanışlı. | TED | (ضحك) الآن كل هذا التنوع يعني أنه من الممكن النظر إلى حبة اللقاح وتبين أي فصيلة تنتمي إليها وهذا مفيد جداً إذا كنت تملك عينة من " شيء " وتريد تبين مكانه الأصلي |
İşin kötü yanı biz bu çeşitliliğin büyük kısmını kaybediyoruz, hem de sürekli. | TED | الأمر المأساوي هو أننا نخسر الكثير من هذا التنوع اللغوي في كل وقت. |
Ama hayvanat bahçesinde bu çeşitliliğin çoğunu kaybedip farklı mikrop türleri elde edinmişlerdi. | TED | لكن في حديقة الحيوان، خسروا معظم هذا التنوع وحصلوا على مجموعة أخرى من الميكروبات. |
Ancak bu çeşitliliğe rağmen bir eğilim bulduk. | TED | ولكن ضمن هذا التنوع الواسع وجدنا توجهًا. |
bu çeşitliliğin bizimle ilgili olduğunu düşündürecek bir sebep henüz yoktu. | Open Subtitles | لم يقم هذا التنوع في تلك اللحظة بتأثير علي الإنسان |
bu çeşitliliğin bir kısmının nahoş olduğunu ve hikayelerinin edinilmiş bir tat olabileceğini biliyordu - ama okuyucularına meydan okumaktan zevk aldı. | TED | علمت أن بعض هذا التنوع غير مريح، وأن قصصها قد تكون ذوقًا مكتسبًا - لكنها مسرورةٌ بتحدي قرائها. |