| Şimdilik iyiyim ama, açıkça görülüyor ki Bu karar benden büyük. | Open Subtitles | أنا بخير الآن ولكن من الواضح بأن هذا القرار أكبر مني |
| Bu karar, vampirlerle olan bölge savasindan bizleri korumak için verilmistir. | Open Subtitles | هذا القرار بغرض وقايتنا من حرب طائفيّة عنيفة مع مصّاصي الدماء. |
| Lütfen bu kararın benim adıma kötü ebeveynlik olmasına izin verme. | Open Subtitles | أرجوكِ لا تجعلي هذا القرار يأتي سلباً على جانبي من التربية |
| Eğer amcam size güvenmeye karar verirse tüm geleceğimiz bu karara bağlı olur. | Open Subtitles | , إذا قرر عمي أن يثق بك مستقبلنا بالكامل سيعتمد على هذا القرار |
| bu kararı vermende yardımcı olmam için bana bel bağlayamazsın. | Open Subtitles | ولا يمكنك أن تعتمدي علي لأساعدكِ في اتخاذ هذا القرار. |
| Eğer hanımefendi O kararı almasa, Johnny Beni kandırmış olacaktı . | Open Subtitles | لو أن السيدة لم تتخذ هذا القرار لكنت قد خدعت فيه |
| Hangisini?" Şimdi düşünün.Bu karar hastayı kalça nakline gönderme konusunda bir karmaşa yaratmıyor. Ama hastayı geri çağırmak, birden daha karmaşık bir hal alıyor. | TED | الآن فكروا بهذا. هذا القرار يجعل من السهل مواصلة المريض لعملية إستبدال الورك. لكن إرجاعه، فجأة يصبح أكثر تعقيداً. |
| # Bu karar hiç beklenmedik sonuçlar doğuracak bir ayrılığa neden oldu. | Open Subtitles | لقد تسبب هذا القرار فى عواقب لم تكن متوقعة |
| Bununla birlikte, Bu karar herkesi etkiler ve Bu karardan kurtulmanın tek yolu vardır. | Open Subtitles | ' مع ذلك، هذا القرار يؤثر علينا جميعا وهناك فرصة وحيدة واحدة لفهمه بشكل صحيح. ' |
| Bu karar öğretmene değil de okula mı bırakılmalı? | Open Subtitles | أليس من المفروض أن يترك هذا القرار للأستاذ؟ |
| Ama haklar yasasına göre... Bu karar benimdi, sizin değil Sayın Başkan. | Open Subtitles | لا .. ولكن من حقوقي أن هذا القرار يخصني لا يخصك سيدي الرئيس |
| İyi şanslar Peter. Eminim Bu karar seni sonsuza kadar pişmanlığa sürüklemeyecektir. | Open Subtitles | حظاً طيباً بيتر، اظن ان هذا القرار سيلاحقك الى الأبد |
| O ülkenin başbakanıyla konuşma fırsatım oldu, bu kararın neden alındığını sordum. | TED | وقد سنحت لي فرصة الحديث مع رئيس الوزراء عن سبب اتخاذه هذا القرار. |
| Ve bu kararın her gün yaşanması gerek. | Open Subtitles | وأعتقد أنهما يجب أن يعيشوا هذا القرار كل يوم |
| bu karara vardın ve ben de bunu çok, çok ilginç buldum. | Open Subtitles | لقد اتخذت هذا القرار و اعتقد ان هذا مثير جدا جدا جدا للانتباة |
| Senin veya bir başkasının, seni bu karara zorladığımı düşünmesini istemem. | Open Subtitles | لا أُريدكَ أو أي أحدٍ آخَر أن تُفكِّر بأني أدفعُكَ لاتخاذِ هذا القرار |
| Lütfen bu kararı ve geleceği bir kez daha gözden geçirin. | Open Subtitles | من فضلك، أعد النظر في هذا القرار وفكّر بالمستقبل، أيُّها الأميرال |
| O kararı sen verebilirsin. Ama buna ben karar vereceğim. | Open Subtitles | انت تتخذ مثل هذا القرار ، اما هنا فأنا اتخذ القرارات |
| Üzgünüm beyler ama son karar bu. | Open Subtitles | أنا أعتذر أيها السادة و لكن هذا القرار نهائي |
| Bundan sonrası senin için zor olacak ama bu çok kolay bir karar. | Open Subtitles | حسناً، و سيكون الأمر صعب عليك من الآن فصاعداً لكن هذا القرار سهل |
| Yaşlısı ise Bu karardan oldukça mutlu bir durumda. | TED | بينما وجه النفس المستقبلية يبدو سعيداً مع هذا القرار. |
| Evet, her gün de bu kararının ağırlığıyla yaşıyor. | Open Subtitles | نعم، ويقيم مع الوزن من هذا القرار كل يوم واحد. |
| Tamam. Oh, uh, bekle bir dakika, Biliyormusun? Ben uh, Ben buna karar veremem. | Open Subtitles | حسنآ، أنتظر قليلآ لا أستطيع أتخاذ هذا القرار |
| Bunun doğru karar olduğunu biliyorum çünkü tamamen sakinim. | Open Subtitles | أَعْرفُ هذا القرار الصحيحُ لأن أَنا هادئُ جداً حوله. |