| Bu peçete ilginç. | Open Subtitles | هذا المنديل مثير للإهتمام |
| Bu peçete çok ağır. | Open Subtitles | هذا المنديل ثقيل جدًا |
| Konuşma gereği duyarsam bu mendili pencereye bağlarım. | Open Subtitles | لو أردتك أن تتحدث سأعلق هذا المنديل خارج النافذة |
| Ölmesini istediğin beş kişinin adını o peçeteye yazacaksın. | Open Subtitles | أنت تريد مقتل خمسة أشخاص ، وسوف تكتب أسماءهم على هذا المنديل. |
| Peçeteyi kucağına koyman gerekiyor aslında. | Open Subtitles | هذا المنديل في الواقع يوضع في الحضن |
| Onurum üzerine yemin ederim ki bu mendil hiçbir zaman karıma ait olmadı. | Open Subtitles | إننى أقسم بالله و أعطى كلمة شرف كرجل نبيل أن هذا المنديل لا يخص زوجتى |
| Bir çingene vermiş o mendili anneme. | Open Subtitles | هذا المنديل الذي اعطته امراءة مصرية لأمي |
| Belki Pam bu peçetenin üzerine çizeceği bir resimle borçlarını öder. | Open Subtitles | ربما يجب على "بام" أن تدفع الحساب بأن ترسم صورة على هذا المنديل |
| - Bana Bu peçete verildi. - Unut onu! | Open Subtitles | -لقد أخذت فقط هذا المنديل. |
| Sana bu mendili taşımamanı söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك بأن لا تحمل هذا المنديل |
| bu mendili kullanın yoksa yaranız mikrop kapabilir! | Open Subtitles | امسك هذا المنديل لتتجنب العدوى |
| Casper, bu mendili incelet. | Open Subtitles | كاسبر، حلل هذا المنديل |
| Ölmesini istediğin beş kişinin adını o peçeteye yazacaksın. | Open Subtitles | أنت تريد خمسة أشخاص أن يموتوا، وسوف تكتب أسماءهم على هذا المنديل. |
| Kurbanın pantolonunda bu kanlı Peçeteyi buldum. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} مرحبا، وجدت هذا المنديل المُلطخ بالدماء داخل سروال الضحية. |
| Oh görüyorum! bu mendil kod anlamaına geliyor. | Open Subtitles | أه فهمت، هذا المنديل هو كلمة السر |
| Veya sigara kutuma o mendili koymuş olabilir. | Open Subtitles | او قد يزرع هذا المنديل داخل صندوق سجائرى . |
| - Yani? Yani, bu peçetenin o herifin cebinde ne işi vardı? | Open Subtitles | كيف أتى هذا المنديل في جيب هذا الرجل؟ |