bu durumu nasıl halledeceğime karar verebilmek için beynimi yiyordum. | Open Subtitles | لقد كانت تؤلم عقلي محاوله معرفة كيفية معالجة هذا الوضع |
bu durumu kötüleştirecek tek şey burada iki cesetle tıkılıp kalmam olur. | Open Subtitles | شيء واحد يجعل هذا الوضع أسوأ هو إن علقت هنا مع جثتين |
Bu durum devam edemez, acilen evde kalan uygun bir hemşireye ihtiyacın var. | Open Subtitles | هذا الوضع لا يمكن أن يستمر, يلزمك أن تجلب ممرضة مناسبة ترافقك, فوراً |
Bilimciler sonuçları yayınlamak içindir ve Bu durum bundan çok uzakta. | TED | يهدفُ العلماء لنشر النتائج. وكان هذا الوضع أبعد ما يكون عن ذلك. |
Bu kasabanın vatandaşlarının bu duruma daha ne kadar dayanacakları, toplumsal öfke meselesi. Polisin büyük ve görkemli takibine devam ettiğini görüyorum. | Open Subtitles | الى متى سيعتبر مواطنو المدينة هذا الوضع الحالي ارى ان البوليس يواصل ملاحقته الضخمة الرائعة |
Nazilerin Slav uzmanları, bu basit halkın basit geleneklere sahip bu halkın, bu durumdan hoşlanacağını umdu. | Open Subtitles | التجربه النازيه مع السلافيين كانت تأمل أن ينسجم هؤلاء البسطاء بتقاليدهم البسيطه مع هذا الوضع |
bundan sonra disari ciktigi zaman bir yakini sürekli yaninda olmali. anlasildi mi? | Open Subtitles | اذا كنتم انتم الثلاثة مسؤلين عنها اذا لماذا هى فى هذا الوضع الصعب؟ |
Bu durumda dava bile açamam. Bu yasadışı işlemin sorumlusu sen olduğun için. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى رفع دعوى قضائية في هذا الوضع بما أنّك مسؤول عن نقل ملكية غير قانوني |
Ancak aramızda bir ticarî anlaşma bu durumu değiştirebilir. | Open Subtitles | ولكن فقط الاتفاق التجاري بيننا يمكن ان يغير هذا الوضع |
Ve iyi biri olduğum için, bu durumu düzeltmeliyim. | Open Subtitles | وكي أشعر بنفسي كشخص أفضل عليّ إصلاح هذا الوضع |
Biz de tam bu durumu düzeltmek için senin küçük dükkanına gidiyorduk. | Open Subtitles | نحن كنا ذاهبات لمحلك الصغير لاصلاح هذا الوضع |
Bu durum doğru olamaz. Bu konuda bir şeyler yapmalıyız. | TED | و هذا الوضع لا يمكن أن يكون صحيحا. يجب أن نفعل شيئا من أجل ذلك |
Ayrıca, eğer Bu durum kötüye giderse elimizdeki mal tükenir ve sana en fazla ihtiyaç duyacağım zamanda uyuşturucu krizine girmeni istemiyorum. | Open Subtitles | أيضاً، لو ساء هذا الوضع, ستنضب منا هذه المواد. ولا أريدك أن تُعاني من الاضطرابات حين أكون بحاجتك فعلاً. |
Rapor edilen ölümünüz için yapılan resmi soruşturma sürecinde Bu durum beklenmedik bir şekilde gelişiyor Ajan Mulder. | Open Subtitles | هذا الوضع يتطور بشكل غير متوقع.. خلال تحقيق رسمي لموتك المسجل, أيها العميل مولدر. |
bu duruma nasıl geldim bilmiyorum. Galiba yanlış zamanda tanıştık. | Open Subtitles | لا أعرف كيف أصبحت في هذا الوضع أعتقد أننا تقابلنا في الوقت الخطأ |
Rahat ol biraz, tamam mı? bu duruma yardımcı olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | اخرسي , حسناً انا احاول ان اساعد في هذا الوضع |
bu duruma, şiddet kullanarak karşılık vermiş olmam gerçeğine sırtımı dönemem. | Open Subtitles | ولا يسعني الا أن أغفل حقيقة هذا الوضع الأليم والعنيف في هذه المسأله |
bu durumdan kurtulmak için Sadece bir kişi yardım edebilir bize. | Open Subtitles | هناك رجل واحد فقط يمكنه إنقاذك من هذا الوضع. |
Eğer bu durumdan rahatsızsan şimdi gidebiliriz. | Open Subtitles | إذا هذا الوضع غير مريح لك ,أنا بخير لتذهب الأن |
Bak, bundan senden daha fazla hoşlanmıyorum, Kee, ve durum daha da kötüleşecek. | Open Subtitles | انظر, أنا لا احب فعل هذا بقدرك, كيي و هذا الوضع سيزداد سوءاً |
Bu durumda ona biraz yardım etsek bunu takdir eder herhalde. | Open Subtitles | ربما يدرك أنه في حاجة للمساعدة في هذا الوضع |
Bu durumun en büyük zayiatlarından biri medineyi ortadan ikiye ayıran ve yüzyıllar boyu şehrin ruhu sayılan Fes Nehri'nde oldu. | TED | أحد أكبر ضحايا هذا الوضع كان نهر فاس، والذي ينصّف المدينة من وسطها واعتبر لقرون عدّة روح المدينة. |
Böyle bir durumda tek ve yalnız olduğumu düşünerek yanılmıştım. | TED | كنت مخطئة في تفكيري أنني فريدة ووحيدة في هذا الوضع. |
bunun sonucu olarak, şu acayip durum var ki, seçkinler seçmenlerin kontrolünden çıktı. | TED | ونتيجة لذلك لدينا هذا الوضع الغريب الذى خرجت فيه النخبة عن سيطرة الناخبين. |
Artık barışsever ve anlayışlı bir toplum haline geldik ve açık konuşmak gerekirse, bu durumla başa çıkacak donanımımız yok. | Open Subtitles | أصبحنا مجتمعاً مسالماً وودوداً ومتفاهماً ولسنا مجهّزين للتعامل مع هذا الوضع |