| Sör George günün bu saatinde hep tur atar. | Open Subtitles | ان السير جورج يقوم بالغطس فى هذا الوقت من اليوم دائما |
| Bak, eğer günün bu saatinde bir şey tutmak istiyorsan büyük kayanın diğer tarafına gitmelisin. | Open Subtitles | إذا كنت تريد اصطياد شيء في هذا الوقت من اليوم سيكون عليك الذهاب حول هذه الصخرة الكبيرة |
| Burası, normalde günün bu saatinde çok kalabalık olur. | Open Subtitles | وتعج عادة هذا المكان حول هذا الوقت من اليوم |
| Günün bu vaktinde hiç balık olmaz. | Open Subtitles | لا يوجد سمك هنا في هذا الوقت من اليوم |
| Günün bu vaktinde hiç balık olmaz. | Open Subtitles | ليس هناكَ أي سمك في هذا الوقت من اليوم. |
| Ama Günün bu saatlerinde genellikle oralarda oluyor. | Open Subtitles | لكنه عادة ًما يكون بالجوار في هذا الوقت من اليوم |
| Günün bu saatlerinde hiç hareketli olmaz. | Open Subtitles | لن يكون مزدحماً فى هذا الوقت من اليوم |
| Çünkü günün bu saatinde Capital Beltway'e gitmek için ekstra mesai yazmalısın. | Open Subtitles | سيستغرق الأمر أكثر من ساعة للوصول إلى طرف المدينة في هذا الوقت من اليوم |
| Bir arkadaşıma aittir ve hiç kimse günün bu saatinde buraya gelmez. | Open Subtitles | وهو ينتمي إلى صديق، ولا أحد يأتي هنا في هذا الوقت من اليوم. |
| Ben günün bu saatinde soğuk bir tane yudumlarım. | Open Subtitles | حسنٌ ، أنا عادةً أحتسي كأساً في هذا الوقت من اليوم |
| günün bu saatinde eve yolun uzun sürer. | Open Subtitles | انها مسافة طويلة للمنزل في هذا الوقت من اليوم |
| Evet, ama günün bu saatinde? Sabah veya akşam ibadet saati değilken? | Open Subtitles | أجل، لكن في هذا الوقت من اليوم لا توجد صلاة نهارية أو مسائية |
| Bir sağlık kuruluşunda çalışmıyorsanız, günün bu saatinde yapacak hiçbir şey yoktur. | Open Subtitles | فى هذا الوقت من اليوم ...ليس هناك شىء تفعله ما لم تكن تعمل فى قسم تصريف المجارى |
| günün bu saatinde burada hiç trafik olmaz. | Open Subtitles | هناك أبدا أي حركة المرور في جميع أنحاء هنا هذا الوقت من اليوم . |
| Günün bu vaktinde gece mi? | Open Subtitles | الليل؟ في هذا الوقت من اليوم |
| "Günün bu saatlerinde ormanın güzel olduğunu işittim." | Open Subtitles | "سمعتُ بأن الغابة لطيفة في هذا الوقت من اليوم" |
| Ben ve Bay T'nin Günün bu saatlerinde yapması gereken birkaç şey var. | Open Subtitles | أنا والسيدة (تي) لدينا بعض الأعمال المتعلقة لأنجازها في هذا الوقت من اليوم. |