İşe yaramıyor. Git, 40 numara ve benim için bir Romalı öldür. | Open Subtitles | هذا لن يجدي إمضي يا رقم 40 و أقتل "رومانياً" من أجلي |
İşe yaramıyor, patron. Çetin ceviz çıktı. | Open Subtitles | هذا لن يجدي يا زعيم إنه شخص قوي |
İyi değil, işe yaramaz! - İşleri bu şekilde değiştiremezsin! | Open Subtitles | هذا لن يجدي و لا يجب أن تغير الإتفاق هكذا |
- Bu Böyle olmayacak. - Buradan sahil ne kadar? | Open Subtitles | هذا لن يجدي نفعاً - أين موقع الشاطيء من هنا؟ |
- Burada dairemde oturuyorum. | Open Subtitles | -كلا، لأن هذا لن يجدي . |
Bu işe yaramaz. Çavuşu kaldıramam. Akıl hocalığı yüzünden. | Open Subtitles | أههه هذا لن يجدي لم استطع تأديته انه شيء غقلي |
Onlardan teslim olmalarını isteyebilirsin ama nedense işe yaramayacak gibi. | Open Subtitles | يمكن أن نطلب الإستسلام لكني أشعر أن هذا لن يجدي |
bu işe yaramıyor. Başka bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | هذا لن يجدي لابد من أن نجد طريقه أخرى |
Tamam boşver, işe yaramıyor. | Open Subtitles | انسي هذا لن يجدي شيء |
İşe yaramıyor. | Open Subtitles | هذا لن يجدي نفعاً |
Pekala, bu işe yaramıyor. | Open Subtitles | حسناً، هذا لن يجدي نفعاً. |
Bu artık işe yaramıyor. | Open Subtitles | هذا لن يجدي بالنفع بعد الان |
İyi değil, işe yaramaz! - İşleri bu şekilde değiştiremezsin! | Open Subtitles | هذا لن يجدي و لا يجب أن تغير الإتفاق هكذا |
Bu işe yaramaz ki. Çektiğin fotoğrafları kullanmaya kalktığında kara listeye girersin. | Open Subtitles | هذا لن يجدي أبداً ، عندما تحاولين أن تستخدمي ماصورتيه |
Evet, ama Böyle olmayacak, değil mi? | Open Subtitles | حسنا، إن هذا لن يجدي نفعاً أليس كذلك؟ |
Böyle olmayacak. Gidip kahve alacağım. | Open Subtitles | هذا لن يجدي سأخرج لابتاع بعض القهوة |
Bu Böyle olmayacak! Sakin ol. | Open Subtitles | هذا لن يجدي نفعاً! |
- Burada dairemde oturuyorum. | Open Subtitles | -كلا، لأن هذا لن يجدي . |
Adamın gözünü ele geçirmeden bu bir işe yaramayacak değil mi? | Open Subtitles | هذا لن يجدي أي نفع إلا إذا إنتزعنا عين الرجل، هه؟ |