| Uzun sürmesini istemiyorum. Günlük ödeme bile değil. | Open Subtitles | لا أريد أن يطول عمري، هذا ليس حتى يوم التحصيل. | 
| Yasadışı falan bile değil. | Open Subtitles | هذا ليس حتى من الناحية القانونية او ايّ شيئ | 
| Senin için bu ilişki kurmakla ilgili değil, seksle ilgili bile değil. | Open Subtitles | هذا ليس حتى متعلق بالجنس بالنسبة لك هذا متعلق بإيجاد ساعة ... | 
| Hayatımın en kötü haftası bile değil. | Open Subtitles | ونزلت عليّ الأمطار من الله. هذا ليس حتى أسوأ أسبوع في حياتي. | 
| Ama bu para istediğimin üçte biri bile değil. | Open Subtitles | لكن هذا ليس حتى ثلث سعري المطلوب | 
| Bu asgari ücret bile değil. | Open Subtitles | هذا ليس حتى أجراً بالحد الأدنى | 
| Doğru zaman bile değil. | Open Subtitles | هذا ليس حتى قريب من الوقت المناسب | 
| - Evet. - Tamam, o gerçek bir isim bile değil. | Open Subtitles | نعم - حسنًا، هذا ليس حتى إسمًا حقيقيًا - | 
| Fakat durun! Bu en iyi kısmı bile değil! | Open Subtitles | لكن مهلًا هذا ليس حتى الجزء الأفضل | 
| - O benim esas Summer'ım bile değil. | Open Subtitles | هذا ليس حتى الصيف الأصلي. يا إلهي. | 
| Florida merkezinin en iyi yeri bile değil ora. | Open Subtitles | هذا ليس حتى الجزء الرائع بوسط فلوريدا | 
| Bu onun kocası bile değil. | Open Subtitles | هذا ليس حتى زوجها. | 
| Araba kaynaklı bile değil bu. | Open Subtitles | هذا ليس حتى من السيارة | 
| Bu, benim elyazım bile değil. | Open Subtitles | هذا ليس حتى خط يدي | 
| Kesinlikle yok dostum, bu gerçek bir akıntı bile değil! | Open Subtitles | لا يا رجل، هذا ! ليس حتى مجرى حقيقي | 
| Kendi boku bile değil. | Open Subtitles | هذا ليس حتى برازه | 
| Yani bu bir istek bile değil, gereklilik öyle mi? ! | Open Subtitles | هذا ليس حتى طلب، إنما ضرورة؟ | 
| Bu yarısı bile değil, | Open Subtitles | هذا ليس حتى النصف. | 
| Gerçek altın bile değil bu. | Open Subtitles | هذا ليس حتى ذهب حقيقي | 
| Bak, bu 2007, 2005 bile değil. | Open Subtitles | ---وأنه في عام 2007 هذا ليس حتى 2005. |