Sayın Başkan, sizin gibi, Bu anlaşmanın başarısı için politik geleceğimin büyük bir kısmını tehlikeye attım. | Open Subtitles | .. سيدى الرئيس , مثلك .. لقد خاطرت بكثير من مستقبلى السياسى على نجاح هذه الإتفاقية |
Bu anlaşmanın üzerine bir de geciktirirsem o çocuğun yaşamını daha da riske atarım. | Open Subtitles | إذا أجلت هذه الإتفاقية فأنا أعرض حياه هذه الطفلة للخطر |
Hırslı olduğumu, Bu anlaşmanın, başkanlığımın damgası olması istediğimi biliyorum ama masum insanların hayatlarını feda edeceğim asla aklıma gelmedi. | Open Subtitles | أنا أعرف أنى أطمع أن أريد أن تكون هذه الإتفاقية العلامة المميزة لرئاستى و لكنّى لم أفكر مطلقاً أنّى سأضحى بحيـــاة أناس أبرياء |
Hâkim ve İtaatkâr, bu kontrat şartları altında yaşanan her şeyin rızayla ve gizli olacağını, bu kontratla sabitlenen fikir birliğine ve güvenlik prosedürlerine tabii olacağını kabul ederler. | Open Subtitles | المهيمن والمذعن يوافقان ويسلمان بأن كل ماهو موجود ضمن شروط هذه الإتفاقية وسيكون مبنياً على رضاهما، وسرياً وخاضع للحدود المتفق عليها وإجراءات السلامة |
Hâkim ve İtaatkâr, bu kontrat şartları altında yaşanan her şeyin rızayla ve gizli olacağını, bu kontratla sabitlenen fikir birliğine ve güvenlik prosedürlerine tabii olacağını kabul ederler. | Open Subtitles | المهيمن والمذعن يوافقان ويسلمان بأن كل ماهو موجود ضمن شروط هذه الإتفاقية وسيكون مبنياً على رضاهما، وسرياً وخاضع للحدود المتفق عليها وإجراءات السلامة |
Bu anlaşmayı, bir daha görüşmek zorunda kalmayalım diye yaptık. | Open Subtitles | أعني أننا عقدنا هذه الإتفاقية لأننا لن نرى بعضنا مرة أخرى |
İtaatkâr, sert sınırlarla ana hatları belirlenmiş aktiviteler istisna olmak üzere Hâkim tarafından uygun ya da zevk verici kabul edilen her tür cinsel faaliyeti kabul edecektir. | Open Subtitles | ،المحددة في هذه الإتفاقية ...المذعن ستوافق على أي نشاط جنسي يكون مناسباً وممتعاً في إعتقاد المهيمن "بإستثناء النشاطات المعنونة بـ "الحدود القصوى |
Bu anlaşmanın şartlarına saygı göstermesi gerekiyor. | Open Subtitles | هي في حاجة لإحترام شروط هذه الإتفاقية. |
Majesteleri böylesine olağanüstü diplomatik anlaşmayı nasıl yaptınız? | Open Subtitles | يا صاحبة الجلالة,كيف عقدت هذه الإتفاقية الدبلوماسية الإستثنائية؟ |
Zaten bu anlaşmayı da bu yüzden yaptık. | Open Subtitles | الذي، بصراحة، الذي عندنا هذه الإتفاقية. |