| bu ormanların çoğu şehirler ve tarım alanları için yok edilmiştir. | Open Subtitles | و أكثر من غيرها، فقد ملأت هذه الغابات بالمدن و المزارع |
| bu ormanların her biri sadece iki yaşında. | TED | كل واحدة من هذه الغابات لا يتجاوز عمرها السنتين. |
| Bir kere kurulduğunda, bu ormanlar kendilerini tekrar ve tekrar oluşturacaklardır -- muhtemelen sonsuza kadar. | TED | في حال ما تكونت، تجدد هذه الغابات نفسها باستمرار ربما إلى الأبد. |
| Ormanın bu kadar içinde kimse bağırdığını duyamazdı. | Open Subtitles | داخل هذه الغابات لن يتمكن احد من سماعه يصرخ |
| Etrafından dolaşmalıydık. Bu ormandan nefret ediyorum. | Open Subtitles | , علينا الذهاب فى جولة . أنا اكره هذه الغابات |
| Normalde bu orman ve hayvanların burada olmaması gerekir. | Open Subtitles | المفروض ان هذه الغابات والحيوانات لاتكون هنا. |
| Bu süre boyunca son derece şanslıyım, Güney İngiltere'de, evimin yakınındaki bu ormana gidebiliyorum. | TED | كنت محظوظًا للغاية خلال هذه المدة أني استطعت القدوم إلى هذه الغابات القريبة من منزلي في جنوب إنجلترا. |
| Bu, eskiden bu ormanda yaşayan bir cadıyla ilgili, gerçek bir hikaye. | Open Subtitles | حسنا، هذه قصة حقيقية عن ساحرة قديمة عاشت في هذه الغابات بالضبط |
| Neyse ki, Bu ağaçlıklar, onları yırtıcılardan korkuyor ancak şu anda, burada yiyecek çok fazla bir şey yok. | Open Subtitles | لحسن حظها، تحافظ هذه الغابات عليها آمنة من المفترسين لكن في الوقت الحالي لا يوجد طعام وفير للأكل هنا |
| Bu nedenle biz de, bu ormanların korunması gerektiği konusunda yetkili kurumları ikna etmeye çalışıyoruz. | TED | ومهمتنا هي لإقناع السلطات أن هذه الغابات يجب أن تكون محمية. |
| Bu modeller sadece görsel olarak çekici değil, aynı zamanda geometrik olarak doğrular, bu demek ki, araştırmacılar artık ağaçlar arasındaki mesafeyi ölçebilir, yüzey alanını, vejetasyon hacmini vb. hesaplayabilir, bunların hepsi önemli bilgilerdir, bu ormanların sağlığını izlemek için. | TED | الآن هذه النماذج ليست مجرد شكل جذاب، ولكن هي أيضا نماذج هندسية دقيقة، وهو ما يعني أن الباحثين يمكن الآن ان تحسب المسافة بين الأشجار، احتساب المساحة السطحية، حجم الغطاء النباتي، وهلم جرا، كلها معلومات هامة لرصد صحة هذه الغابات. |
| bu ormanların var olma sebebi bu değil. | Open Subtitles | وهذا ليس الهدف من وراء هذه الغابات. |
| Basitleştirilmiş bu ormanlar karmaşıklıktan uzaktırlar, enfeksiyonlara ve böceklere karşı korumasızdırlar. | TED | تفتقرُ هذه الغابات المبسطة إلى التعقيد. وهي عُرضة إلى العدوى والحشرات حقاً |
| Oya hareket serbestisi olan türler için bu ormanlar kolay yaşam alanlarıdır. | Open Subtitles | لكن هذه الغابات تَحمل تحديات أقل لهؤلاء الذين يكونوا أكثر تنقلاً. |
| bu ormanlar çok sayıda bahar göçmenine de ev sahipliği yapar. | Open Subtitles | هذه الغابات تعتبر المضيف لتشكيلة غنية من مهاجري فصل الربيع. |
| Ormanın bu kadar içine ona güvendikleri için girmiş olabilirler. | Open Subtitles | اظن انهم تعمقوا في هذه الغابات لأنهم يثقون به |
| Peki senin gibi güzel ve asil bir kız Ormanın bu kadar derinliklerinde ne yapıyor? | Open Subtitles | الآن ما الذي تفعله فتاة ذات نسب عالي في هذه الغابات المظلمة؟ |
| Ormanın bu kadar derininde ne bulmayı umuyorsunuz? | Open Subtitles | ما الذي تأملون إيجاده حقاً في هذه الغابات ؟ |
| Bu ormandan geçeli üç saat olmadı. | Open Subtitles | لقد مر عبرَ هذه الغابات بثلاثِ ساعات قبلكَ |
| Sis dinmiş olsa bile, gece vakti Bu ormandan geçemezdik. | Open Subtitles | حتى لو إنقشع الضباب ما كنّا لنصل عبر هذه الغابات في الليل |
| Bu ormandan asla çıkamayacaksın Aleksey. | Open Subtitles | لن تغادر هذه الغابات (يا (أليكسي |
| ve hiç de endüstrimiz yok. Sadece bu orman tahribatı yüzünden. | TED | وليس لدينا أي صناعة على الإطلاق. فقط بسبب إزالة هذه الغابات . |
| bu orman bana hep ilham vermiştir ve insanlık olarak, eyleme geçmezsek yolumuza çıkacak olan korkunç şeyleri önlemek için, eylemlerimizin kontrolünü yeniden ele almak için nereden ilham alacağımızı düşünüp bulmaya çalışırken burada konuşmamızın iyi olacağını düşündüm. | TED | لطالما ألهمتني هذه الغابات. وكما المحاولات البشرية الجارية حول كيفية الاستلهام لاستعادة السيطرة على أفعالنا كي لا تتفاقم الأحداث دون تدخل منّا تجاهها، فإنني أعتقد أن هذا المكان مناسب كي نتحدث. |
| Efsane bir yaratık tarafından bu ormana doğru cezbedilmiş. | Open Subtitles | لقد تم جذبها إلى هذه الغابات من قبل كائنٍ أسطوري |
| Bizi bu ormana getirdi. | Open Subtitles | لقد جلبتنا إلى هذه الغابات |
| Tanrı bizzat bu ormanda dolaşıyor, hayvanlar cennetinin bulutlarında süzülüyor. | Open Subtitles | الإله بذاته مشى بين هذه الغابات متتبعاً أثر الحيوانات المجيدة |
| Bu ağaçlıklar midelerini kanımızla doyurmaya can atan sivrisinekler ve kenelerle dolu. | Open Subtitles | هذه الغابات مليئةٌ بالبعوض والقراد متلهفةٌ لتُتخم نفسها بدمكَ |