| Eh, Bu görev için daha iyi bir adam düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أفكّر في رجل أفضل منك من أجل هذه المهمة. |
| Bu görev çok önemli, fazla bir zaman da yok. | Open Subtitles | هذه المهمة غاية في الأهمية لذا، ليس لدينا وقت كثير |
| Sizden bu işi ne pahasına olursa olsun yapmanızı bekliyorum. | Open Subtitles | أتوقع منكم القيام بكل ما يلزم لتأكيد نجاح هذه المهمة |
| Evet, Bu iş için en iyi adamlarınızı istiyorum. | Open Subtitles | نعم، أريد بعض من أفضل الرجال الخاص بك على هذه المهمة. جريمة؟ |
| Eğer bu görevin arkasındaki gerçek nedenle ... bana gelmiyorsan, tamam. | Open Subtitles | لو لم تخبرني بالهدف الحقيقى من هذه المهمة ففي هذه الحالة |
| CA: Birkaç yıl önce, bunlardan birinin fotoğrafını çekmek için bu göreve baş koydunuz. | TED | ك.أ: منذ بضع سنوات، باشرت هذه المهمة لمحاولة تصوير أحد هذه الأشياء. |
| Evet, ama gözetleme işi değildi. bu görevde gözetleme gerekmiyor. | Open Subtitles | لكن ليس فى مراقبة هذه المهمة لا تحتاج إلى مراقبة |
| Başta Bu görev basit görünüyor olabilir, ama düşündüğün kadar kolay olmayacak. | Open Subtitles | هذه المهمة قد تبدو سهلة من البداية ولكنها ليست سهلة كما تعتقدين |
| Bugün burada olan herkes Bu görev için her riski almaya hazırlıklı geldiler. | Open Subtitles | كل من أتى إلى هنا كان مستعداً للمخاطرة بكل شيء لإنجاح هذه المهمة |
| Belki de size verdiğim Bu görev bana yardımcı olabilecek bir şeye çıkar. | Open Subtitles | ربما تكون هذه المهمة التي لدي من أجلك قد تقود لشيء قد يساعدني. |
| Bu görev senin kendini bana ve krallıktakilere kanıtlaman için, | Open Subtitles | هذه المهمة هي اخر فرصة لتثبت لي أنا و للمملكة |
| bu işi bitirdikten sonra, size yeterli miktarda para getireceğim. | Open Subtitles | بعد أن أنهي هذه المهمة سأحضر بعض النقود لترتيب أموركم |
| bu işi aldıktan hemen sonra, kendimi bir sinir bozukluğunun eşiğinde hissettim. | Open Subtitles | فور أن قبلت هذه المهمة شعرت وكأني كنت على وشك الانهيار النفسي |
| Bu iş bittiğinde, bu yüzü alıp... yakmanı istiyorum. | Open Subtitles | عنما تنتهى هذه المهمة أريدك أن تاخذ هذا الوجه و تحرقه |
| Bu iş için uygun kişi o olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون هو الشخص المناسب لأداء هذه المهمة |
| Oradan ayrılmadan önce bana bu görevin her şeyi değiştireceğini söylediniz. | Open Subtitles | قبل رحيلى لقد أخبرتنى أن هذه المهمة قد تغير كل شئ |
| bu görevin güzelliği nereye değil ne zaman gideceğimize karar vermemiz gerektiği. | Open Subtitles | يكمن جمال هذه المهمة في أن السؤال الحقيقي ليس أين، بل متى |
| Onları bu göreve yollayan kişiyi biliyor olmalılar. | Open Subtitles | لابد ان يعرفوا اسم الرجل الذي ارسلهم في هذه المهمة |
| Walt'i bu göreve kimse yollamadı. | Open Subtitles | لم يأمر والت احدٌ ان يذهب في هذه المهمة. |
| Bu tecrübeyi kullanma zamanı gelince, bu görevde yer almak istiyorum. - Janet sana katılıyor mu? | Open Subtitles | حينما يأتي الوقت لاستعمال هذه الخبرة سوف أقود هذه المهمة |
| - O zaman neden... Dinle. Sabah bu görevden alındığım bildirildi. | Open Subtitles | اسمعى, لقد طلبت اعفائى من هذه المهمة هذا الصباح. |
| Eğer siz de diğer insanlar gibiyseniz, bu görevle felç olacaksınız. | TED | اذا كنت مثل أغلبية الناس فإنك ستعجز عن اتمام هذه المهمة. |
| İçinde kapalı kalan tüm duyguları bu işe kanalize ediyordu. | Open Subtitles | استجمع الشعور المكبوت في داخله واستعان به لتنفيذ هذه المهمة. |
| Bu işin sana mantıklı geldiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرفُ أنَ هذه المهمة منطقيَة بالنسبةِ لك |
| bu görevi bir kayıpla tamamlamaları onlar için bir mucize. | Open Subtitles | إنه لمن المعجزة أن تنتهي هذه المهمة بـ إصابة واحدة |
| bu işte yanımda olmanı isterdim ama senin buradaki görevin daha ağır gibi. | Open Subtitles | كنت أود أن تكون معى فى هذه المهمة لكن يبدو ان لديك مهمة أصعب هنا. |
| Bundan sonra, gizli görev bu zannedin! | Open Subtitles | كي أكون دقيقاً هذه المهمة يجب أن تكون سرية |
| bir görev değişikliği yapabilir misiniz? Hayır mı? ! | Open Subtitles | هذه المهمة خطيرة جداً ارسلوا بديلاً عني لا أريد الموت |
| Nihayetinde onlar bu misyon için hazırlanan asker değiller. | TED | وهؤلاء ليسوا جنودا مهيئين لأداء هذه المهمة على الإطلاق. |