| Beninle buluşmanı sağlamanın tek yolu buydu. | Open Subtitles | هذه كانت الطريقة الوحيد التي تمكنني من مقابلتك |
| İyileşiyormuş gibi görünmediğini biliyorum ama hayatını kurtarmamızın tek yolu buydu. | Open Subtitles | أعلم أنه لا يبدو أننا قد نجحنا تماماً و لكن هذه كانت الطريقة الوحيدة لننقذ حياته |
| Üzgünüm. Kapıdan geçebilmemin tek yolu buydu. | Open Subtitles | آسف, هذه كانت الطريقة الوحيدة للدخول |
| Elimizde hiç mine yok, o yüzden seni zayıflatmamın tek yolu buydu. | Open Subtitles | ليس لدينا أي (فيرفين)، لذا هذه كانت الطريقة الوحيدة لإضعافكَ |
| Bart'ın hayatını bir sene daha uzatabilmenin tek yolu buydu ve seninkini 30 yıl kısaltmaktan geçiyordu. | Open Subtitles | هذه كانت الطريقة الوحيدة لأطيل حياة (بارت) لعام في حين قصّرنا عمرك إلى 30. |