En azından orada Amerikanca konuşuyorlar, değil mi? | Open Subtitles | حسنا .. على الأقل هم يتحدثون الامريكية هناك .. |
Artık ne onun hakkında konuşuyorlar... ne de onu hatırlıyorlar. | Open Subtitles | لا هم يتحدثون بشأنه بعد الآن ولا هم يتذكرونه |
Dikkati başka tarafta. Başka bir şey konuşuyorlar. | Open Subtitles | لقد تم إلهائه و هم يتحدثون عن شيء آخر |
Dikkati başka tarafta. Başka bir şey konuşuyorlar. | Open Subtitles | لقد تم إلهائه و هم يتحدثون عن شيء آخر |
Kadın ve silahlardan bahsediyorlar, tamam mı? | Open Subtitles | و هم يتحدثون عن الأسلحة والنساء ، حسناً ؟ |
Aynı zamanda Japonya'da da, ama burada, sadece gripten bahsediyorlar. | Open Subtitles | أيضا في (اليابان)، لكن هنا هم يتحدثون فقط عن هذا الزكام |
- Hiç değilse konuşuyorlar. | Open Subtitles | على الاقل هم يتحدثون |
Tanner'ın senin müvekkilini nasıl sindirdiği hakkında konuşuyorlar. | Open Subtitles | هم يتحدثون عن ترويع "تانر لموكلك |
Batman'deki Penguen gibi konuşuyorlar. | Open Subtitles | لذلك هم يتحدثون مثل شخصية (البطريق) في فيلم (باتمان) |
Bunu biraz iş hayatından da alıyoruz ama insanlar geriye dönüp baktıklarında ve hayatlarının sonunda hayatlarının neye benzediğine dair söyledikleri son şeylere bakıyorsunuz. İşte şu beyaz kişisel zaman diliminde o anlara dair konuşuyorlar. | TED | ونحصل على البعض من ذلك من العمل أيضا، ولكن عندما يعيد الأشخاص النظر إلى حياتهم ويندهشون من حياتهم التي أمضوها في نهاية أعمارهم، تنظر إلى آخر الأشياء التي يقولونها -- هم يتحدثون عن تلك اللحظات التي حدثت في تلك المساحة الشخصية البيضاء. |
konuşuyorlar. | Open Subtitles | هم يتحدثون. |
konuşuyorlar. | Open Subtitles | هم يتحدثون |
Onlar da film hakkında konuşuyorlar! | Open Subtitles | 210)}! هم يتحدثون عن الفيلم |
Yine senden bahsediyorlar. | Open Subtitles | هم يتحدثون عنك مجدداً. |