| Daha öğrenmediğim çok şey var. Uyumaya değil pratiğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | مازال هناك الكثير لم أتعلمه أنا لست بحاجة للنوم, ما أحتاجه هو التدريب |
| - Birbirimize anlatmadığımız çok şey var. | Open Subtitles | - أنتِ لم تخبريني. - هناك الكثير لم نقوله. |
| Biliyorum, bana anlatmadığın çok şey var. | Open Subtitles | أعلم أن هناك الكثير لم تخبرني به. |
| Ben gelmeden önce Carol'un yapmadığı birçok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير لم تفعله كارول قبل ان آتي |
| Sana söylemediğim birçok şey var.. | Open Subtitles | هناك الكثير لم أخبركِ به بعد |
| Hala bana öğreteceğin çok şey var. | Open Subtitles | ، ما زال هناك الكثير لم تعلمني إياه |
| Hala yapmadığım çok şey var. | Open Subtitles | لا يزال هناك الكثير لم تكن قد فعلت. |
| Hakkımda bilmediğin hala çok şey var. | Open Subtitles | ما زال هناك الكثير لم تعرفي بشأني |
| İnan bana, daha yaşamadığın pek çok şey var. | Open Subtitles | صدقني، هناك الكثير لم تفعله |
| Fark etmediğin çok şey var. | Open Subtitles | حسناً, هناك الكثير لم تلاحظيه |
| Sana söylemediğim çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير لم أخبرك به. |
| Sana söylemediğim çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير لم تكن قد قلت لك |
| Yapamadığım bir çok şey var. Çince öğrenecektim. Yogaya başlayacaktım. | Open Subtitles | هناك الكثير لم أفعله بعد، كنتُ سأتعلّم علـى (الماندرين)، كنتُ سأفعل اليوغا. |
| Benim hakkımda bilmediğin çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير لم تعلميه عني. |