| Bir hata olmuş olmalı çünkü aniden 2000 pinpon topumuz oluverdi. | Open Subtitles | والأهم من ذلك,كور تنس الطاوله لابد وأن كان هناك خطأ ما |
| İki tane birinci sınıf bilet almıştım. Bir hata olmalı. | Open Subtitles | لا، لقد حجزت تذكرتان درجة أولي لابد أن هناك خطأ |
| Görünüşe göre beş hafta önceki dahili raporlarımdan birinde küçük Bir hata varmış. | Open Subtitles | يبدو أنه كان هناك خطأ صغير في أحد تقاريري الداخلية منذ 5 أسابيع. |
| Hiç bir şey bilmiyorum müfettiş bir yanlışlık olmalı. | Open Subtitles | أنا لا أعرف شيء حول ذلك . لابد أن يكون هناك خطأ ما |
| Bakın Komiser Bey. Eminim Bir hata var. Sayın Büyükelçi'nin böyle bir şey yapması kesinlikle... | Open Subtitles | لابد أن يكون هناك خطأ ما من المستحيل أن يكون حضرة السفير |
| Rehberlik sisteminde sorun var ya da onun gibi birşey. | Open Subtitles | انت تعلم, هناك خطأ فى نظام التوجيه او اي شئ. |
| Bir şeyi yok. Evrak işleri konusunda Bir hata vardı. | Open Subtitles | هو على ما يرام لقد كان هناك خطأ في الورق |
| Yapmam gereken her şeyi yaptım, Bir hata olsa gerek. | Open Subtitles | فعلت كل ماتوجب علي فعله لذا لابد أن هناك خطأ |
| Bir hata olmalı o zaman. Başka bir evde olmalı. | Open Subtitles | لابد بأن هناك خطأ ما يجب أن يكون منزلاً مختلفاً |
| Belirli Bir hata payı dahilinde tam olarak nerede olduğunu biliyoruz. | TED | نحن نعرف داخل الحانات هناك خطأ دقيق كيف يتم إغلاقه. |
| Bir hata oldu. Bana ait olmayan keki verdi. | Open Subtitles | هناك خطأ قد ارتكبته, لقد اعطتنى كعكة لا تخصنى |
| Bu sabah buraya gelmenize gerek yoktu. Özür dilerim. Bir hata olmuş. | Open Subtitles | ما كان ينبغى لك المجئ إلى هنا هذا الصباح ، إننى آسف ، لقد كان هناك خطأ |
| Bir hata olmalı. | Open Subtitles | . لا سا سيدى ، ليس أنا يا صديقى . لابد وأنه هناك خطأ |
| bir yanlışlık olmalı. Listeye tekrar bakar mısın? | Open Subtitles | لا بد أن هناك خطأ ما هل لنا أن نرجع للقائمة مرة أخرى |
| Komutanım, bu bey bir yanlışlık yapıldığını düşünüyor. | Open Subtitles | المجد للفوهلر,هذا السيد يظن أن هناك خطأ ما |
| İçeri girdiğimize inanamıyorum. bir yanlışlık olmadığından emin misin? | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق لقد دخلنا أنا متأكد أن هناك خطأ |
| Burada Bir hata var, efendim. Burada benim dadıyı oynayacağım yazıyor. | Open Subtitles | هناك خطأ هنا إنه يقول إنني سأؤدي مربية الأطفال |
| Yaklaşımlarında Bir hata var. Nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. | Open Subtitles | هناك خطأ بكل مقاربة لا يعرفون كيف سيفعلونها |
| Planlarınızda bir sorun var. | Open Subtitles | لذا لابدّ أنّ هناك خطأ ما في مخططاتك اللعينة. |
| bir yanlışlık var. Çocuk çalışanımız yok. | Open Subtitles | لابد وأن هناك خطأ ما نحن لا نوظف القاصرين |
| Tabi ki. Bak, umarım Bir hata vardır. | Open Subtitles | بالطبع انظر انا اتمنى ان يكون هناك خطأ ما |
| Belki Bir hata falan olmuştur. | Open Subtitles | لعله كان هناك خطأ ما مع هذا الكم الكبير من المال |
| Bir terslik hissederler. Birinin arkadan fazla yaklaştığını hissederler. | Open Subtitles | يشعرون بأن هناك خطأ ما هناك شيئ يتتبعهم عن قرب فن الخلف |
| Hayır, yanlış falan yok! Söz konusu bile değil! yanlış bir şey yok! | Open Subtitles | لا ، لا ، ليس هناك خطأ مستحيل ، ليس هناك خطأ |
| Ters giden bir şeyler mi var? | Open Subtitles | هل هناك خطأ ما ؟ |
| Bir şeylerin yanlış gittiğini anlayan en iyi arkadaşım Steve benim yanımda olabilmek için New Haven'a geldi. | TED | صديقي المفضل ستيف، شعر أن هناك خطأ فادح، سافر إلى نيو هافن كي يكون معي. |