| Sen de hiç *bikini izi olmamasının bir sebebi var. | Open Subtitles | هناك سبب في أنكِ لا تحصلين على تسمير البشرة |
| Hâlâ etrafında gibi hissetmenin bir sebebi var. | Open Subtitles | هناك سبب في شعوركِ بأنه موجود دوماً حولكِ |
| Hâlâ etrafında gibi hissetmenin bir sebebi var. | Open Subtitles | هناك سبب في شعوركِ بأنه موجود دوماً حولكِ أنه.. ؟ |
| Kuzeydoğunun en iyi satış elemanı olmamın bir nedeni var. | Open Subtitles | هناك سبب في كوني أفضل بائع في المنطقة الشمالية الشرقية |
| Hayır ama ona abim demesinin bir nedeni olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | كلا، أظن أنه قد يكون هناك سبب في تسميته أخيه |
| Bunlara özel şeyler denmesinin bir sebebi var. | Open Subtitles | هناك سبب في تسميتها بالأعضاء الخاصة |
| Ve Ethan'la değil de, burada seninle olmamın bir sebebi var. | Open Subtitles | و هناك سبب في كوني هنا معكِ و لست مع " ايثان " |
| Tümenlerimden birisini yönetmesinin bir sebebi var. | Open Subtitles | هناك سبب في أنها تقود إحدى فصائلي |
| Oto bayilerinin her yılbaşında sana meyve sepeti yollamalarının bir sebebi var. | Open Subtitles | ، لا , (بري) ذلك . -حقيقي هناك سبب في أن يرسل تجّار السيارات المحليّين سلة فاكهة لك في كلّ عيد ميلاد |
| Buraya dönmenin bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك سبب في عودتك ألينــا؟ |
| Annenin hastalığına çok üzüldüm ama bana bunları anlatmanızın özel bir nedeni var mı? | Open Subtitles | نعم.أعني أنني اسفه جداً لسماعِ هذا ولكن هل هناك سبب في قولكم لي كل ذلك |
| Senin hiçbir zaman bronzlaşamamanın bir nedeni var. | Open Subtitles | هناك سبب في أنكِ لا تحصلين على تسمير البشرة |
| Karındeşen'in hiç yakalanmamasının bir nedeni var. | Open Subtitles | هناك سبب في عدم أن السفاح لم يتم مسكه |