| İstediğim tek bir şey var: O da kıymetlim için buz! | Open Subtitles | هناك شىء واحد فقط اريده: ثلج لل"دينج-دونج"! |
| Yapılacak tek bir şey var. | Open Subtitles | هناك شىء واحد فقط لنفعله |
| Evet , buna yapılacak tek şey var. | Open Subtitles | سيعود إلى شيئا صغير جدا حسنا, هناك شىء واحد فقط لنفعله بها |
| Sana sormak istediğim bir tek şey var. | Open Subtitles | هناك شىء واحد فقط اود ان اسألك عنه |
| Bir adamın, böyle büyük bir hata yaptıktan sonra, yapabileceği tek bir şey vardır. | Open Subtitles | هناك شىء واحد فقط يستطيع الشخص عملة عندما يرتكب خطأ كبير كهذا |
| Bizi hayvanlardan ayıran tek bir şey vardır. | Open Subtitles | هناك شىء واحد فقط يميزنا عن الوحوش |