| Ancak,benim beynimin gövdemi düzenleyen mekanizmasıyla benim kendi gövdem arasında yakın ve kalıcı bir ilişki var. | TED | ومع ذلك ، هناك علاقة وثيقة, محافظ على ارتباطها بشكل دائم بين أجزاء الجسم التي تنظم دماغي وجسدي. |
| Görünüşe göre Goku ve bu savaşçı arasında gizemli bir ilişki var. | Open Subtitles | يبدو أن هناك علاقة غامضة بين هذا المحارب و قوكو |
| Sam'de bunu araştırıyor, herhangi bir bağlantı varmı diye bakıyır. | Open Subtitles | سام ينظر في الامر لمعرفة ما إذا كانت هناك علاقة |
| Belki kızlar, porno kasetleri ve cesetler arasında bir ilişki vardır. | Open Subtitles | ربما يكون هناك علاقة بين الفتيات في الأشرطة الإباحية و ضحايانا |
| Şey, GNU'nun bir çok aşamada alakası var. | Open Subtitles | حسناّ هناك علاقة بمشروع قنو على عدة مستويات |
| Bebeğim, hayatım üzerine yemin ederim ki ilişki falan yoktu. Tabii ki vardı. | Open Subtitles | يا عزيزي، أقسم لكَ بحياتي بأنه لم تكن هناك علاقة |
| Kocamla mesleki bir ilişkiniz var. | Open Subtitles | هناك علاقة مهنية تربطك بزوجي. |
| Yani hiçbir ilişki ikimiz arasındakine benzeyemz. | Open Subtitles | لا أظن أن هناك علاقة بجودة علاقتنا |
| Bebeklerinizle sizin sekizli bir sevgi ilişkisi var mı? | Open Subtitles | هل هناك علاقة حب تجمعك بأبنائك الثمانية؟ |
| Bay Başkan, Amanda Tanner ile aranızda cinsel bir ilişki var mıydı? | Open Subtitles | سيدي الرئيس. سيدي الرئيس أكانت هناك علاقة جنسية تربطك بأماندا تانر؟ |
| Ve iki olay arasında bir ilişki var mı, belirlemeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحاول أن نعلم إن كانت هناك علاقة بين القضيتين؟ |
| Aramızda profesyonel bir ilişki ve kişisel bir ilişki var, arada da bir sınır var. | Open Subtitles | فعلاً. هناك علاقة مهنية وعلاقة شخصية، وهناك فاصل بينهما. |
| Yani bu iki hikaye arasında direkt bir bağlantı var, yoksa yok mu? | TED | إذًا هناك علاقة مباشرة بين هاتين القصتين أليس كذلك؟ |
| Bu ikisinin birbiriyle bağlantılı olmadığını düşünürsünüz, fakat umuyorum ki bu 18 dakikanın sonunda, ufak bir bağlantı göreceksiniz. | TED | وستعتقد بأنه لا توجد علاقة بين الاثنين ولكن آمل بنهاية الثمانية عشر دقيقة، ستجد أن هناك علاقة صغيرة. |
| yeni ve eski arasında bir ilişki vardır. yeni, eskinin bağlamından ortaya çıkmaktadır. | TED | هناك علاقة بين القديم والجديد لان الجديد يخرج من القديم |
| Genelde memelilerde vücut büyüklüğü, metabolizma hızı ve ne kadar süre yaşayabileceği arasında bir ilişki vardır ve sahip olduğu vücut büyüklüğüne bağlı olarak bir memelinin ne kadar yaşayabileceğini tahmin edebilirsiniz. | TED | في الحيوانات الثديية هناك علاقة بين حجم الجسم، معدل الأيض، ومدة العيش، ويمكن التنبؤ بطول عمر الحيوان الثدي بمعرفة حجم جسمه. |
| Bunun balinalarla alakası var. | Open Subtitles | و يبدو أن هناك علاقة سببية لها مع الحيتان |
| Şey, şu Rukia denilen kişiyle bir alakası var mı bilmiyorum ama Seireitei'de inanılmaz bir olay vuku bulmuş. | Open Subtitles | عفوا ، لا أعلم هل هناك علاقة مرتبطة بروكيا؟ في الواقع وقعت حادثة لا تكاد تصدق في مجتمع الأرواح البارحة |
| Son kez diyorum, ilişki falan yoktu. | Open Subtitles | لآخر مرة، لم تكن هناك علاقة غرامية. |
| İlişki falan yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك علاقة |
| Kocamla mesleki bir ilişkiniz var. | Open Subtitles | هناك علاقة مهنية تربطك بزوجي |
| Kişisel bir ilişkiniz var mı? | Open Subtitles | -هل هناك علاقة شخصية؟ |
| Demek istediğim, hiçbir ilişki kusursuz değildir. | Open Subtitles | أعني , ليست هناك علاقة بتلك المثالية |
| Bence gözlerinin ne kadar harika oluşuyla, saçlarını arkaya atmak istemem arasında bir neden-sonuç ilişkisi var. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك علاقة بين روعة عينيك وكم أريد أن امشط الشعر بعيدا فقط |