| Ve orada bir başkasının... ..yani senden başkasının bulunduğuna dair... ..bir kanıt bulamadık; | Open Subtitles | وليس هناك أي دليل على الإطلاق ان شخصا آخر كان هناك في الداخل |
| Ama orada dostu olmayan zayıf beyaz bir oğlanım. | Open Subtitles | هناك في الداخل انا فتى ابيض من دون اصدقاء |
| Eğer orada kalmazsak, bebek evini yıkacak. | Open Subtitles | إذا لم نبقى هناك في الداخل سوف تدمّر بيت الدمى |
| Yaptığımız şey senin içeride yapacağın şeyden çok daha heyecan verici bir şey. | Open Subtitles | ما نقوم به أكبر إثارة بكثير من أيّ شيء يحدث هناك في الداخل |
| Ondan hiç bir iz yok, ama içeride. | Open Subtitles | أنا لم أرى له أثراً، ولكنه هناك في الداخل |
| Tek bildiğim orada vampirleri öldürmek tekrar kendim gibi hissettirdi. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هناك في الداخل قتل هؤلاء مصاصي الدماء لقد شعرت و كأنه أنا مجددًا |
| Ama orada neler olduğunu söylemen gerek. | Open Subtitles | لكن عليك أن تخبرني ما الذي يحدث هناك في الداخل. |
| - orada. Uyuyor. Hafif ateşi var. | Open Subtitles | .أنها هناك في الداخل .نائمة مع قليل من الحمى |
| orada ne sakladığını bilmiyorum ama yırtıcı kafatasının hemen altında geniş boş bir alan vardı. | Open Subtitles | لا أدري ما الذي يخفيه هناك في الداخل لكن هناك مساحة كبيرة مفتوحة تحت جمجمة "الرابتور" |
| Gri alanlara bakın ve orada gölge benzeri bir şeyin hareket ettiğini görüp görmediğinize bakın. Evet! Müthiş! orada hiç bir şey yok. Bu bir numara değil. | TED | أنظر في المساحة الرمادية و انظر إن كنت تستطيع أن ترى شيئا ما كالظل يتحرك هناك في الداخل نعم . إنه مدهش . لا يوجد شيئ هناك . |
| Evet, onunla orada karşılaşmış. | Open Subtitles | نعم، إلتقت به هناك في الداخل |
| - Eema ve Maya orada olabilir. | Open Subtitles | - Eema ومايا قد يكون هناك في الداخل. |
| - Eema ve Maya orada olabilir. | Open Subtitles | - - Eema ومايا قد يكون هناك في الداخل. |
| orada, Bryan. | Open Subtitles | إنها هناك في الداخل يا براين |
| orada. | Open Subtitles | إنها هناك في الداخل |
| Hey Gary, bu spor ayakkabıların orada dolandıklarını duyabiliyorum. | Open Subtitles | مرحباً (غاري) يمكنني سماع خطواتك هناك في الداخل |
| Muhtemelen para orada. | Open Subtitles | ربما أنها هناك في الداخل. |
| İçeride olduklarını biliyoruz Smith, onları almadan da gitmeyeceğiz. | Open Subtitles | نحن نعلم إنهم هناك في الداخل ، سميث و نحن لن نغادر من دونهم |
| Çok uzun zamandır içeride. Umarım herşey yolundadır. | Open Subtitles | إنه هناك في الداخل منذ وقت طويل آمل أن كل شيء على مايرام |
| İçeride olduğunu biliyorum, Artie. Beni duyabildiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك هناك في الداخل آرتي أعرف انك تستطيع سماعي |