| Buraya düşük bir çene ile değil, büyük bir adamla konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لكنني لم أت لاجراء محادثات مع فم كبير لقد جئت إلى هنا للتحدث إلى رجل كبير |
| Maalesef, ben kötülerden konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لسوء الحظ، أنا هنا للتحدث عن الرجال السيّئين |
| Grupları ya da travestileri konuşmak için buraya gelmedik. | Open Subtitles | لم أقدم إلى هنا للتحدث عن الفرق أو المتحولين جنسياً. |
| Başın belada değil bro, seninle konuşmak için buradayım. | Open Subtitles | أنت لست في مشاكل لكن أنا هنا للتحدث إليك |
| Bir sürü gazetecinin dışarıda beklediğini duydum. Hepsi de benimle konuşabilmek için burada, biliyor musun? | Open Subtitles | و سمعت أن،كان هناك الكثير من المراسلين إنهم جميعاً هنا للتحدث معيّ،أتعلم؟ |
| -Sheldon, Buraya konuşmaya mı geldin, beni sorgulamaya mı? | Open Subtitles | شيلدين " هل جئت هنا للتحدث " أم لإستجوابي ؟ |
| Jedi'lar için bir ajan olmam konusunda konuşmak için buradasın sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدت أنك هنا للتحدث معي "بأن أكون عميلة للـ "جيداي |
| Aslında başka bir şeyi konuşmaya geldim. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد جئت هنا للتحدث في أمرٍ آخر |
| Neyse buraya kişisel bir şey hakkında konuşmaya geldim. | Open Subtitles | على كل حال لقد جئت الى هنا للتحدث عن عمل شخصي |
| Çünkü buraya gazilerin beyinlerindeki hasarı konuşmaya geldim. | Open Subtitles | وذلك لأنني هنا للتحدث عن تلف الدماغ في قدامى الجنود |
| Belki de, ama buraya bu adamla konuşmaya geldim. | Open Subtitles | ربما ذلك لكنني هنا للتحدث مع هذا الرجل لذا يمكنك إعادة وجهك |
| Jason ile konuşmaya geldim. Biraz izin verebilir misin? | Open Subtitles | ترومان ، لقد قدمت إلى هنا للتحدث مع جيسون أتسمح أن أكلّمه على انفراد؟ |
| seninle konuşmak için buraya gelmedim | Open Subtitles | لست هنا للتحدث اليك |
| konuşmak için buraya geliyor. | Open Subtitles | ستأتي إلى هنا للتحدث معكِ |
| Ben Karan'la konuşmak için buradayım. | Open Subtitles | ...(أنا هنا للتحدث إلى (كاران |
| Ben Karan'la konuşmak için buradayım. | Open Subtitles | ...(أنا هنا للتحدث إلى (كاران |
| Marigold Balosu'nu tartışmak için burada değilim, değil mi? | Open Subtitles | أنا لست هنا للتحدث عن الكرة الذهبية , صحيح ؟ |
| Öyle mi? Buraya konuşmaya gelmedim mi? | Open Subtitles | لا ، لم ائتى هنا للتحدث ؟ |
| Hayır, Eli ile konuşmak için buradasın. | Open Subtitles | لا لا أنت هنا للتحدث "مع "إيلاى |
| - Buraya iş konuşmaya geldik. Bir sevişme yüzünden mi gideceğiz? | Open Subtitles | جئنا إلى هنا للتحدث عن العمل، وسنغادر بسبب موعد غرامي؟ |
| Ninesi, Lucille ile konuşmaya gelmiş. Yan tarafta oturuyor. | Open Subtitles | إنها هنا للتحدث الى جدتها, لوسيل. |
| Hepinizin bildiği gibi buraya psikoloji hakkında konuşmak için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للتحدث عن علم النفس وهو كما تعرفون جميعاً |