| Red, izlerini buldum. Ben Hur dışında bir dükkan, 80 km. uzakta. | Open Subtitles | حددت مكانهما، متجر عند (بن هور)، على بعد 50 ميل من هنا |
| 1 16. sayfasında tekrarlanmış bir satırı olan Ben Hur, 1860, 3. baskı var mı? | Open Subtitles | ألديكم الطبعة الثالثة لـ(بين هور) لسنة 1860، مع السطر المزدوج في الصفحة 116؟ |
| Heo Sam Sik'in kaçırılıp tartaklanmasıyla olan bağlantını ve hayatın boyunca teşebbüs ettiğin tüm suçları teker teker, temiz ve okunaklı bir şekilde yaz. | Open Subtitles | أهم شـيء هو أولا أن تكتب دورك في (خطف والاعتداء على السـيد (هور سـام-سـيك وثانيا كل جريمة ارتكبتها في حياتك |
| Yani Heo'nun tartaklanmasıyla ve tehdit edilmesiyle de alakan yok. | Open Subtitles | (ولسـت على علاقة بحادثة الاعتداء وتهديد السـيد (هور |
| Hiç kimse sinirli bir Hore'dan hoşlanmaz. | Open Subtitles | لا أحد يحبُّ فرداً من عائلة (هور) وهو غاضب. |
| Mike Hoare'nin içinde iyilik vardı fakat inandığı şeylerde çok fazla iyilik yoktu. | Open Subtitles | كان هناك بعض الخير في مايك هور ولكن مبادئه كانت شريرة |
| Efendi Hoor, ne iş yaparsın? | Open Subtitles | سيد "هور", ماذا تعمل؟ |
| - Prensmiş. Adı Yahuda Ben-Hur. - O halde ona öyle davran! | Open Subtitles | "يقول أنه أمير , الأمير "جودا بن هور إذن عامله مثلهم |
| Ben Hur Eun-Young. | Open Subtitles | هنا هور إيون يونغ. |
| Sizde Ben Hur, 1860 var mıdır? | Open Subtitles | ألديكم إصدار (بين هور) لسنة 1860؟ |
| - Ben Hur, 1860 var mı? | Open Subtitles | -ألديكم إصدار (بين هور) لسنة 1860؟ |
| Canım Hur Hanedanına aittir. | Open Subtitles | "حياتى تنتمى إلى منزل "هور |
| Bayan Hur. | Open Subtitles | الآنسة هور |
| Bay Heo ve benim gibi güçsüz otel sahipleri sadece birer piyon. | Open Subtitles | (ملاك الفنادق الضعفاء مثلي و(هور نعتبر كأدوات |
| Heo bu olayın faili olarak Choi'yu gösterdi. | Open Subtitles | وقال (هور ) أن (تشـوي)هو الفاعل |
| Bay Heo sizden çok bahsetti. | Open Subtitles | السـيد (هور) أخبرني الكثير عنك |
| Haberin yok mu Müdür Heo? | Open Subtitles | (الم تسمع الاخبار سـيد (هور |
| - Los Angeles'taki tek Hore benim. | Open Subtitles | أنا الـ (هور) الوحيدة في (لوس أنجلس). |
| O bir domuz, sen bir Hore. | Open Subtitles | إنّه خنزير وأنتِ (هور=عاهرة). |
| Mike Hoare diye bir adam vardı nehrin diğer tarafında... | Open Subtitles | كان رجل يدعى مايك هور |
| Ben nehrin diğer tarafına gittim ve sonra Hoare, Mike Hoare geldi ve bana "Ne yapıyorsun? | Open Subtitles | وقال مايك هور... "ماذا تفعل؟ من أنت؟ |
| Hoor değil Noor. | Open Subtitles | ليس "هور", إنه "نور". |
| Bu Ben-Hur Kudüs'ün en zengin adamı. | Open Subtitles | حكيم جداً , "بن هور" هذا "أغنى رجل فى "أورشليم |