| Haldeman'ın da biliyor olması gerek. | Open Subtitles | إذن فلابد أن هولدمان كبير موظفي البيت الأبيض كان يعرف |
| Chapin Segretti'yi kiraladı, bunu biliyoruz Haldeman'ın da Chapin'i kiraladığını biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أن شابين هو من وظف سيجريتي و نعلم أن هولدمان قد وظف شابين |
| Fonu idare eden beşinci kişi Haldeman olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هولدمان هو الاسم الخامس في قائمة المتحكمين بالمال |
| Haldeman ve Ehrlichman'la konuşmamızda: | Open Subtitles | متحدثاً الى هولدمان وايكمان ، أقول : |
| Haldeman hakkında benden hiç bir şey öğrenemezsin. | Open Subtitles | لن أخبرك بأي شيء عن هولدمان |
| Haldeman olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه هولدمان |
| Daha detay öğrenmeye çalıştım Luke Haldeman'ın avukatı geldi ve hepsiyle özel olarak konuşmak istedi. | Open Subtitles | وقد كنت أحاول الحصول على بعض التفاصيل ولكن محامي السيد (لوك هولدمان) جاء وطلب أن يتحدث معهم جميعاً على إنفراد |