Çalışmalarına hayranlık duyabilirsiniz çünkü röntgen filmlerini, bırakın sprey boyayla, elle çizmek bile oldukça zor. | TED | سوف تُعجبون بعمله لأن إنتاج أشعة سينية باليد، ناهيك عن استخدام رذاذ الطلاء، هو أمر صعب جدا. |
Kaliteli eğitimi, kanıt temelli eğitimi uygulamak zor. | TED | إن تطبيق التعليم عالي الجودة والمعتمد على البرهان هو أمر صعب. |
CA: Ama buşey devasa olsa da çünkü çok uzakta, fotoğrafını çekmeyi hayal etmek için bile, bu inanılmaz zor. | TED | ك.أ: لكن وبالرغم من أن هذا الشيء ضخم جدًّا، لأنه بعيد جدًّا، فمجرد أن تحلم بالتقاط صورة له، هو أمر صعب جدًّا. |
Bu kişilerin hepsini oyun konusuna odaklanmış bir grup hâline getireceksiniz. Böyle yapınca bu işi ciddiye almamak epey zor oluyor. | TED | و يمكن جعل مجموعة منهم تركز على اللعب, و هو أمر صعب أن لا يؤخذ اللعب على محمل الجد. |
Bir kişinin bir spor takımına bağlılığını anlamak zor çünkü oyuncular sürekli değişiyor. | Open Subtitles | الولاء إلى أي فريق رياضي هو أمر صعب التبرير، لأن اللاعبون يتنقّلون دائماً ممكن أن يتنقل الفريق إلى مدينة أخرى. |
Ve televizyon şovu olup da sır saklamanın ne kadar zor olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرفين كم هو أمر صعب ان تكوني مقدمة برنامج .. وتحفظين سرا؟ |
Ve televizyon şovu olup da sır saklamanın ne kadar zor olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرفين كم هو أمر صعب ان تكوني مقدمة برنامج .. وتحفظين سرا؟ |
Delil yerleştirme nedeniyle bir savcıyı yakalamaya çalışmak zor bir şey. Tamam ama, kimsenin söylemek istemediğini söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | ملاحقة المدّعي العام لزرع دليل هو أمر صعب. |
Birlikte anaokulu dersi veriyorduk. - Çok zor. | Open Subtitles | أعني أننا درسنا في الروضة مع بعض هو أمر صعب |
- Olayları değiştirerek ablamı geri getirmemek benim için ne kadar zor, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم كم هو أمر صعب عليّ بعدم العبث بالأحداث لكي أعيد أختي؟ |
Neyi yanımıza alıp almayacağımıza karar vermek zor. | Open Subtitles | اختيار ما تأخذه و ما ستتركه هو أمر صعب |
Çok acıktım! Acaba hangisi zor olacak. | Open Subtitles | والذي هو أمر صعب باعتباري جائعاً |
Onu böyle bir travmadan sonra görmek zor geliyordur. | Open Subtitles | لا بد أنه رؤيتها مصدومة هو أمر صعب |
Hem de nasıl zor, çoğu senin gibi davranıyor. | Open Subtitles | بل هو أمر صعب, ومعظمهم يتصرفون مثلك. |
(Gülüşmeler) Ancak kendinizi yeniden şekillendirmek çok zor olabiliyor. | TED | (ضحك) ولكن تجديد نفسك هو أمر صعب للغاية. |
(Kahkahalar) Peki tamam, bir şeyin içerik olmadan küfür olup olmadığını belirlemek kesinlikle zor. | TED | (ضحك) حسناً، أن نقرر ما إذا كان شيءٌ مؤذياً بدون معرفة السياق هو أمر صعب حتماً. |
Eleştirel spekülasyonlar ve çıldırtıcı konusu gibi karakterlerin dili de bir döngüye saplanır ve ikili tartışmaya devam ettikçe mantıksızlaşırlar ve bıraktıkları yerden devam ederler: Vladimir: Belki de baştan başlasak iyi olacak Estragon: Bu çok kolay olur Vladimir: zor olan başlamak Estragon: İstediğin yerden başla o zaman Vladimir: Tamam, ama sen karar ver. | TED | مثل تخمينات القرّاء وأحداث الحبكة المثيرة للجنون، حواراتها غالبا ما تسير في حلقات مفرغة بينما يدخلان في الجدالات والمهازلة، ويفقدان مجرى أفكارهما، ومن ثم يتابعان حيث توقفا: فلادمير: لربما يمكننا البدء من جديد استرغون: هذا أمر سهل فلادمير: أن تبدأ هو أمر صعب إسترغون: يمكنك أن تبدأ من أي شيء فلادمير: أجل، لكن عليك اختيار أحدها. |
Şimdi Coonan'ın en az iki isim kullandığını varsayalım ama bu zamanda ve bu yaşta pasaport almak çok zor. | Open Subtitles | هذا لا يزال جيد (الآن، نحن نفترض أن (كونان لديه ما لا يقل عن بضعة أسماء مستعارة مختلفة ولكن الحصول على جواز سفر في هذا اليوم وفي هذا العمر هو أمر صعب |