| Kötü havaya gelince, tam tersine. | Open Subtitles | وأما بالنسبة إلى الهواء السيئ؛ هو تماماً العكس |
| Beş ay sakinlik tam da aradığım şey. | Open Subtitles | خمسة أشهر فى هدوء هو تماماً ما أحتاج إليه |
| Çıkmaz sokak değil, hatta tam tersine. | Open Subtitles | هو لَيسَ نهاية مسدودة، أعتقد هو تماماً العكسُ. |
| Doğru,yalnızca erkekler her iki durumda da işi batırıyor. | Open Subtitles | أجل, و هو تماماً ما لم أحصل عليه فى كِلا الأمرين |
| İşlerin nasıl yapılmasını istiyorsan, tam olarak öyle yapılacak. | Open Subtitles | الطريقة التي تحب أن تسير عليها الامور هو تماماً ما سنفعله |
| Burası tam olarak araman gereken yer. | Open Subtitles | هذا هو تماماً المكان الذي ينبغي عليكِ الاتصال من به. |
| İşte tam da bu yüzden bu büyüler bu kadar tehlikeli. | Open Subtitles | هذا هو تماماً لماذا تلك التعويذات خطرةً جداً |
| Belki de kan nakli tam da ihtiyacı olan şeydir. | Open Subtitles | قد يكون نقل الدم هو تماماً ماهي بحاجة إليه |
| Saldırgan pencereyi levyeyle açmış, evin içinde silahı bulmuş ve kurbanını beklemiş, ki bu çalışma şekli tam olarak bu davadakiyle aynı. | Open Subtitles | الفاعل دخل من النافذة، ووجد سلاح الجريمة بداخل المنزل، وظل ينتظر ضحيته، وهذا هو تماماً نفس طريقة تنفيذ القاتل في هذه القضية. |
| Bu şeylere saldırmak yapmamız... gerekenin tam tersi. | Open Subtitles | مهاجمة تلك الأشياء هو تماماً عكس مانحتاج فعله |
| Ve benim sizden bu kurs sonunda almayı umduğum şey de tam olarak bu-- ...kendinizi ifade eden bir resim. | Open Subtitles | وهذا هو تماماً ما أريد ...أن أحصل عليه من كل منكم خلال حصص هذا الصيف صورة من إختراعكم الشخصي |
| Ben bu çocukları sahip hakkında söylediklerini tam olarak budur. | Open Subtitles | هو تماماً ما قلته بشأن إنجاب الأطفال |
| Ya onları bir araya getirmek Drill'in tam olarak istediği şeyse? | Open Subtitles | ماذا لو كان جمعهم سوياً "هو تماماً ما يريده "دريل؟ |
| tam da bahsettiğin gibi, sallayıp duruyor. | Open Subtitles | هو تماماً كما قُلتَ عنه مليء بالهُراء. |
| Bu tam olarak aradığımız şey. | TED | هذا هو تماماً ما نبحث عنه. |
| Şu Beckum tam söylediğiniz gibi biri. | Open Subtitles | ذاك "بكام" إنه هو تماماً كما أنت تقول |
| Planım da aynen böyle, eğer kahrolası yolumdan çekilirsen. | Open Subtitles | وهذا هو تماماً ما سأفعلهُ إذا أبتعدت عن طريقي |
| Stajyer radyolog da senin kadar deneyimsiz biri. | Open Subtitles | طبيب الأشعة المتدرب هو تماماً مثلكِ قليل الخبرة |