Bazı insanlar farklı olan şeyden korkarlar ve bazen Stef ve ben gibi insanları üzmek isterler. | Open Subtitles | بعض الناس بالخارج يخافون مما هو مختلف وأحيانا يريدون أذية أناس كستيف وأنا |
Eğer farklı olan her şeyi değiştirirsen, görürsün ki her şey hala aynı. | Open Subtitles | إذا غيرت كل ما هو مختلف تجد بان كل شيء لا يزال كم هو |
O senin gibi değil. O farklı. | Open Subtitles | إنه لا يشبهك، هو مختلف عنك |
Evet bu farklı, çünki genelde kıçımızı gerçek bir şey için riske atarız inandığımız bir şey için. | Open Subtitles | نعم، هو مختلف لأن عادة، عندما نخاطر بحماسنا، فإنه يقوم على شيء حقيقي... شيء يمكننا الوثوق به. |
- Nesi farklı? | Open Subtitles | كيف هو مختلف |
Bu yüzden farklı bir şey yaratmak istedim, sürecin deklanşöre bastığınızda başladığı bir şey. | TED | لذا أردت ابتكار ما هو مختلف يتم ببدء العملية حين تضغط على الزر |
Daha pek çok aşamadan geçecek. Mesela ses miksajı ki ses tasarımından oldukça farklıdır. | Open Subtitles | سيجتاز عدّة مراحل كمعالجة الصوت، و هو مختلف عن تصميم الصوت. |
Bu kez farklı olan şey teröristlerin modern bilgi iletişim teknolojilerini daha fazla kurban bulmak ve öldürmek için kullanma şekilleriydi. | TED | ما هو مختلف هذه المرة هي الطريقة التي استخدم فيها الإرهابيون نظم الإتصالات الحديثة لتحديد موقع المزيد من الضحايا وقتلهم. |
- Ölmeleri gerektiğine gönülden inandığı için. İnsanlar farklıdır ve farklı olan herşey yanlıştır. | Open Subtitles | - لأنه يؤمن أن كل من هو مختلف عنه ، يجب أن يموت . |
Geceleri farklı olan ne? | Open Subtitles | ما هو مختلف في الليل؟ |
Bilirsin, farklı olan biriyle uğraşmak... | Open Subtitles | بتنمرون على من هو مختلف... |
O,farkLı,tamam | Open Subtitles | هو... . هو مختلف |
- Bilirsin, O farklı bir şey. | Open Subtitles | هذا هو مختلف... |
O farklı. | Open Subtitles | هو مختلف |
bu farklı. | Open Subtitles | أعني ، هذا هو مختلف. |
bu farklı, Joni. Nedenini biliyorsun. | Open Subtitles | (إن الأمر مختلف يا (جوني وأنتِ تعلمين لمَ هو مختلف |
Evet ama bu farklı bir şey. | Open Subtitles | وهذا هو مختلف. |
- Nesi farklı? | Open Subtitles | كيف هو مختلف |
Bunun üstesinden gelmek onaylamaktan çok daha farklı bir şey. | Open Subtitles | وتعاملنا مع هذا الأمر هو.. حسنا، هو مختلف تماما عن تشجيعهم لفعل ذلك |
Belki de bu yüzden yaşlanmamıştır, farklıdır. | Open Subtitles | ربّما لهذا لمْ يكبر في السنّ ولهذا هو مختلف |