|   Ütğm. Helmut Schultz, Venedik'teki Alman Film Birimi'nden.   | Open Subtitles |    الملازم شولتز هيلموت ، من الألمانية فيلم وحدة هنا في البندقية.   | 
|   Helmut belki de ahlaksızlıklarından dolayı yararlı olabilecek bir Alman, ha?   | Open Subtitles |    هيلموت هو واحد الألمانية أن يمكن أن تكون مفيدة فقط ربما بسبب الرذائل له ، إيه؟   | 
|   Helmut'un beni bir sapıklık girdabına soktuğu fikrine kapılmıştım.   | Open Subtitles |    وكان لي فكرة أن هيلموت لفتت لي في دوامة الانحراف   | 
|   Helmut kendisiyle birlikte kıyıdaki hastaneye gitmem için ısrar etti.   | Open Subtitles |    أصر هيلموت ذهبت معه إلى الشاطئ من قبل المستشفى على ليدو   | 
|   Doyle Brunson, Johnny Chan, Phil Helmuth.   | Open Subtitles |    (دويل برونسون) و(جوني تشان) (و (فيل هيلموت   | 
|   Carlo'nun gözlerinin Helmut'un diş izlerinde olduğunu hissettim.   | Open Subtitles |    ورأى أنا عيون كارلو على علامة غادر الأسنان هيلموت ل   | 
|   Helmut'un Giudecca'da kiraladığı gizli barınaktı.   | Open Subtitles |    وكان وهذا المخبأ السري الذي هيلموت استأجروا في. التوجيه   | 
|   Ütğm. Helmut Schultz'u çağırt ve benim adıma bunu ona ver.   | Open Subtitles |    طلب شولتز هيلموت اللفتنانت واعطائها له من لي.   | 
|   Helmut'a geri dönmenin bedeli oysa vücudumu herkese verirdim.   | Open Subtitles |    وإذا كان هذا ثمن العودة الى هيلموت ، فما استقاموا لكم فاستقيموا مقايضة جسدي مع أي شخص.   | 
|   Helmut Spargle. Eskiden çok ünlü bir şefti.   | Open Subtitles |    هيلموت سبارجل لقد كان أفضل طباخ على الإطلاق   | 
|   Sırada Bender var, efsane Helmut Spargle'ın öğrencisi.   | Open Subtitles |    التالي, المتحدي بيندر تلميذ الأسطورة هيلموت سبارجل   | 
|   Helmut Newton'un patronu için yanıp tutuştuğunu düşünüyorum.   | Open Subtitles |    أعتقد هيلموت نيوتن هنا لَهُ العطعطةُ لرئيسِه.   | 
|   Beni Helmut'a ne kadar erken götürürsen anlaşmamızı o kadar erken hallederim!   | Open Subtitles |    كلما تحصل لي أن هيلموت ، وكلما أنا اتفاق شرف لنا!   | 
|   Vücudum, bedenim, duyularım umutsuzca Helmut'u istiyordu.   | Open Subtitles |    جسدي ، جسدي ، حواسي أراد بشدة هيلموت   | 
|   Parmağının ucuyla Helmut beni kölesi yapmıştı.   | Open Subtitles |    مع طرف إصبعه ، وكان هيلموت جعلني عبده   | 
|   Nihayet Helmut'un benim olacağını hissettim.   | Open Subtitles |    شعرت أخيرا أن هيلموت سيكون من الألغام.   | 
|   Nazi subayı Helmut Schultz'a, belli ki.   | Open Subtitles |    س اللفتنانت هيلموت شولتز ، ومن الواضح.   | 
|   Helmut'la sevişiyorum diye kendimi suçlu hissetmedim.   | Open Subtitles |    لم أشعر بالذنب تجاه صنع الحب مع هيلموت.   | 
|   Helmut'la kendimi aştım.   | Open Subtitles |    وكان هيلموت اتخذت لي أبعد نفسي   | 
|   Helmut'un tetikte olmasını sağlamalıydım.   | Open Subtitles |    وكان أن أضع هيلموت في حالة تأهب :   | 
|   Benim adım Helmuth von Sachs.   | Open Subtitles |    اسمي هيلموت فون ساكس   |