| Ama gerçek şu ki sanırım bir daha ona ihtiyaç duymadım. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة هي بأنني لم احتجها بعد ذلك اليوم |
| Ama gerçek şu ki biraz da rahatladım. | Open Subtitles | .لكن الحقيقة هي بأنني نوعًا ما مرتاحة بالواقع |
| Gerçek şu ki artık gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | الحقيقة هي .. بأنني تركتها وحيدةً. |
| Sorun şu ki tüm yanlış nedenlerimle bunu ben istedim. | Open Subtitles | المشكلة هي بأنني أردت ذلك ...لأسباب خاطئة |
| Gerçek şu ki, bende germafobi var. | Open Subtitles | .الحقيقة هي بأنني مصاب بهوسِ النظافة |
| Gerçek şu ki, bende germafobi var. | Open Subtitles | .الحقيقة هي بأنني مصاب بهوسِ النظافة |
| Gerçek şu ki, birkaç doktorla görüştüm. | Open Subtitles | حسنٌ , الحقيقة هي , هي... بأنني كنت أرى أطباءًا عدة. |
| Ve gerçek şu ki, benim hiç böyle bir şeyi yapacak bir babam olmadı... | Open Subtitles | والحقيقةُ هي بأنني لمْ أحظى بوالدٍ ...قد يقومُ بشيءٍ كهذا لأجلي, لذا |
| Sorun şu ki henüz yarısını bitirebildim. | Open Subtitles | المُشكلة هي بأنني أنهيت نصفه. |