| 10 yaşındayken anne ve babası ona bir kız kardeşleri olacağını söyledi. | Open Subtitles | وعندما كان عمره 10 سنوات أمه وأبوه أخبروه بأنه سيحضى بأختٍ صغيرة |
| Grönland'da, Maassannguaq ve babası çoktan kış için stokladıkları küçük aukları çıkartmaya başladı bile. | Open Subtitles | عند اليابسة الخضراء, ماهنجواك وأبوه قد شقَّا طريقهما مُسبَقاً نحو طيور الاوك المُخبَّأة التي خزَّنوها في الصيف |
| Bir çocuk ve babası korkunç bir kaza geçiriyor. | TED | صبي وأبوه في حادث سيارة مروع. |
| Her yerinde, Cameron'un ve babasının kanı vardı. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَهُ دمُّ منه وأبوه في جميع أنحاء هم. |
| Bütün bunların arkasında Roger ile babasının olduğunu ispatlamalıyım. | Open Subtitles | أحتاج لإيجاد برهان أن روجر وأبوه وراء كلّ هذا |
| onun babası tamirciydi. Benim annemin babası da tamirciydi. | Open Subtitles | وأبوه كان ميكانيكياً ووالد أمي كان ميكانيكياً |
| Babasından öğrenmiş, babası da kendi babasından. O da kendi babasından. | Open Subtitles | تعلّمها من أبيه، وأبوه من أبيه، وأبوه من أبيه... |
| Burada bir mola verdiler. O ve babası onunla ilgileniyorlar. | Open Subtitles | لديهم محل هناك هو وأبوه يعملون به |
| Babam ve babası açıkça kendilerini anlatmışlardır. | Open Subtitles | أبي وأبوه فَهمَوأ انفسهم بشكل واضح. |
| ..ve babası kapıyı çalıyor ve o çok korkuyor.. | Open Subtitles | وأبوه يطرق على الباب ففزع من هذا |
| Evet ve babası patronum. Bunu unutma lütfen, Kris. | Open Subtitles | نعم, وأبوه هو رئيسي بالعمل لذا رجاءاً تذكري ذلك يا "كريس" |
| Karsan kardeş bir arkeolog, ve babası bir astrolog. | Open Subtitles | كارسان عالم آثار ، وأبوه عالم تنجيم |
| Isırmaz seni. - Luc, bu Tyler McCord ve babası Darren. | Open Subtitles | - لوك، هذا تيلر مكورد وأبوه دارن. |
| - Çünkü Jake yarı zamanlı olarak babasının yanında kalıyor, babası sizinle yaşıyor ve annesine göre siz... | Open Subtitles | وأبوه يعيش معك,ومن كلام أمه بوصفك أنك,أنتظر,أريد أقول هذا صحيحاً |
| Michael J. Fox'un banyoda ilk defa kurtadama dönüşürken babasının kapıyı çalması ve paniğe kapılması, sonra kapıyı açtığında babasının da kurtadam olduğunu görmesi. | Open Subtitles | حينما كان مايكل فوكس بالحمام وتحول لذئب لأول مرة وأبوه يطرق على الباب ففزع من هذا |
| Sonra güzeller güzeli annenin yaşıyor olup bu halimizi görebildiğini düşündüm oğlu, babasının da kaldığı evsizlere barınak olarak yapılmış Harbor Street'te çalışıyor. | Open Subtitles | فكرت أن أمك الجميلة كانت على قيد الحياة وبطريقة ما رأتنا هنا ابنها في العمل وأبوه في الرعاية |
| babası da her zaman beni suçlar. | Open Subtitles | وأبوه يلومني دائمًا. |
| O bir hain. babası da öyleydi. | Open Subtitles | إنه خائن , وأبوه من قبله |
| babası da meclis üyesi. | Open Subtitles | وأبوه عضو مجلس محلي |
| Bak, babam dansçıydı, ve onun babası. | Open Subtitles | انظري,أبي كان راقصا وأبوه من قبله كان كذلك |