Kayak merkezinde çalışıyordum o zamanlar, restorana o da gelmişti. | Open Subtitles | لقد كنت أعمل في منتجع سكي, وأتى هو للمطعم |
"Annesinden ilaç ve araç gereç paketi gelmişti." | Open Subtitles | وأتى طرد العقاقير والمعدات من أمه |
- Aylar önce beni görmeye gelmişti. | Open Subtitles | ـ وأتى لمقابلتي منذ شهور. ـ "آل" فعل هذا؟ |
Dehşetti... 5. doğum günü partisinde bir pandomimci gelmiş ne yazık ki ve o kısa kestirmiş, annesi yüzünden. | Open Subtitles | كان الوضع رهيباً كان عيد ميلاده الخامس وأتى قزم ليقم بعرض حسناً، لسوء الحظ قد أمسك القزم يؤدي خدمات شخصية لأمّه |
Onu yollayamaz. Giyinip gelmiş ve bir de hediye getirmiş. | Open Subtitles | لايمكنها ان تطرده فهو يلبس لباساً رسمياً وأتى وهو يحمل هدية معه |
Ya Max bunu bir davet olarak görüp, kendininkini getirirse ne olacak? | Open Subtitles | ماذا لو أخذ ماكس الموضوع على أنها دعوة وأتى بنفسه؟ |
- Şahane ve vakti gelmişti. | Open Subtitles | وأتى في الوقت المناسب . |
Porter, Kirby'i görmeye gelmişti.. | Open Subtitles | (وأتى( بورتر)للبحثعن (كيربي. |
23.43'te alarm çalmış, 23.46'da güvenlik gelmiş ama suçlular arazi olmuş bile. | Open Subtitles | انطلق الإنذار الساعة 11: 43، وأتى الأمن الساعة 11: 46. |
Avukatıyla beraber buraya gelmiş. | Open Subtitles | رأى نفسه بأخبار الثالثة وأتى مع محاميه |
Elinde sigarasıyla müthiş görünen, ...takım elbiseli samimiyetsiz bir reklamcı, ...ona yaramazlık yaptığını söylemek için buraya gelmiş ha? | Open Subtitles | متحدّث لبق ورجل دعاية في هذه البدلة يمسك بسيجارته جيداً وأتى إلى هنا ليخبرني بأن (جيمي) لم يحسن التصرف |
Herkes de bunu izlemeye gelmiş. | Open Subtitles | وأتى "الجميع" لرؤيته |
Eğer arkadaşlarını bulup buraya getirirse savaşmak zorunda kalırız. | Open Subtitles | إذا ما وجد قومه وأتى بهم إلى هنا سنكون أمام حرب |
Arkadaşlarını bulup buraya getirirse başımıza iş açmış oluruz. | Open Subtitles | إذا ما وجد قومه وأتى بهم إلى هنا، سنكون أمام حرب |