| Bir öğleden sonra odama geldi ve ne olursa olsun beni sevdiğini söyledi. | Open Subtitles | جاءت لغرفتي في إحدى الليالي وأخبرتني أنه مهما حدث فهي تحبني |
| Ne sizin ne de oğlunuzun Meksika'ya gitmediğini söyledi. | Open Subtitles | ..... وأخبرتني أنه لا أنت ولا ابنك قد عشتما في المكسيك |
| Hatamı açıkladı ve oldukça sık yapılan bir hata olduğunu söyledi. | Open Subtitles | نعم، أوضحت خطأي، وأخبرتني أنه خطأ شائع |
| ve bana yolun üzerinde olduğunu söyledi.. | Open Subtitles | وأخبرتني أنه الوقوف على أول "طريق "الطابوقة الصفراء |
| Minx odaya geldi ve beni uyandırdı ardından Drill'in benimle oyun oynamak istediğini söyledi. | Open Subtitles | مينكس" أتت إلى هنا" وأيقظتني وأخبرتني أنه يريد أن يلعب لعبة معي |
| Ziggy'nin bir şey yapmadığını söyledi. | Open Subtitles | وأخبرتني أنه لم يكن زيجي |