| Partnerinin yanına dön ve gülümsemelerinin tadını çıkar. Benimle boş yere zaman kaybediyorsun. | Open Subtitles | عد الى شريكتك وأستمتع بأبتسامتها أنك تضيع وقتك معى |
| Ama bu aileyi sen değiştiremezsin, ben de... bundan böyle, geriye yaslanıp gezintinin tadını çıkaracağım. | Open Subtitles | ولكنك لا تستطيعين تغيير هذه الأسرة وأنا أيضاً لا أستطيع. من الآن فصاعداً، سأستريح وأستمتع بالرحلة. |
| Sadece rahatla, şuraya otur, bir içecek al, sigaranı iç, ve gösterinin tadını çıkar. | Open Subtitles | فقط أسترح وتناول شرابك وأشرب سيجارتك وأستمتع بالعرض |
| Ah, biraz kafamı dağıtıp, keyif çıkarmak, buzlu çayımı yudumlamak, ne güzel. | Open Subtitles | أيضاً جميل أن أنزل شعري وأستمتع ببعض الشاي المثلج |
| Hem seninle gelip, hem de keyif almamı sağlayacak bir yol bulmaya karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت أن أجد طريقة يمكني بها أن أحظى بهذه التجربة وأستمتع بها |
| Bu yüzden gidip kenara otur ve gösterinin tadını çıkar. | Open Subtitles | لذا اذهب وأجلس على مقعد البدلاء وأستمتع بالعرض |
| Partiye katılıp tadını çıkaracağım. Aferin kız. Marisol, iyi misin? | Open Subtitles | ان أذهب ألى الحفـل وأستمتع ماريسول، هل أنت بخير؟ |
| Keşke kalıp tadını çıkarabilseydim. | Open Subtitles | أنا فقط كُنتُ أتمني أن أبقي وأستمتع بِه. |
| Onu zahmetten kurtarayım. Hem çıkıp bu güzel günün tadını çıkarayım. | Open Subtitles | سأوفّر له عناء إحضاره وأخرج وأستمتع بهذا اليوم الجميل |
| Bu gece, arkama yaslanıp manzaranın tadını çıkaracağım. | Open Subtitles | الليلة ، سأرتاح وأستمتع بهذا المنظر |
| Bak sakıncası yoksa biraz oturup buranın tadını çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | سوف أجلس هنا وأستمتع بهذا لبعض الوقت |
| Biliyor musun, ilk kez biriyle yaşayıp onunda ilgilenmekten keyif alıyorum. | Open Subtitles | أتعلم هذه المرة الأولى التي أعيش فيها مع شخص ما وأستمتع بالإعتناء بهِ |
| Dairemizde tek başıma kalıp hiçbir şey yapmayıp keyif alacağım. | Open Subtitles | لذا سأمكث بشقتي بمفردي... لا أحرّك ساكناً وأستمتع بالأمر. |
| Kıçına tekmeyi vurmak bana keyif veriyor. | Open Subtitles | وأستمتع بهزيمتك. |