| Kendini rezil ettiğini Anlıyorum. Bunun anlamsız olduğunu da Anlıyorum. | Open Subtitles | فهمتُ أنّكِ قد أذللتِ نفسكِ، وأفهم أنّ ذلك بلا معنى. |
| Bunu o söylüyor ve Anlıyorum ki delirmiş durumda, bunu Anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أسمع ذلك منه وأفهم أنّه مستاء، أفهم ذلك |
| Ve Anladığım kadarıyla Lindner nörolojide açık bir pozisyon olacak. | Open Subtitles | " وأفهم أهم هناك التحاق بقسم الأعصاب في " ليندر |
| Anladığım kadarıyla yeni bir yasa tasarısı üstünde çalışıyorsun. | Open Subtitles | وأفهم أيضاً أن لديك قطعة جديدة من التشريعات، |
| Benimle bir daha konuşmazsan bunu tamamen anlarım. | Open Subtitles | وأفهم تماماً إن لم تريدي أن تكلّميني مجدداً |
| "Duyarım, unuturum görürüm ve hatırlarım yaparım ve anlarım." | Open Subtitles | ..أسمع، وأنسى" ..أرى، وأتذكر.. "أفعل، وأفهم.. |
| Benim de depresyona girdiğim zamanlar oldu, o yüzden anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أعني أنا عانيت من إكتئاب وأفهم ذلك |
| Connie'nin neden kendisini dışlanmış hissettiğini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | وأفهم كيف كان "كوني" يشعر بالعزلة عنكما على الأرجح |
| Bana kızgın olduğunu Anlıyorum ama bu dava ailemi mahvedecek. | Open Subtitles | وأفهم أنك غاضب مني ولكن القضية قد تحطم عائلتي |
| Tamamen aldatılmış hissettiğini biliyorum, bunu Anlıyorum da, ama sana karşı hissettiklerim, gerçek. | Open Subtitles | أعلم أنك تشعر بالخيانة وأفهم ذلك ولكن شعوري نحوك |
| Ona dokunmadığını bile Anlıyorum ama yine de hemen polisi aramamız gerekiyor. | Open Subtitles | وأفهم بأنك لم تمد يدك عليها.. ولكن لا زال علينا الاتصال بالشرطة! |
| Bir hata yaptığında mantıklı mazeretler üretmiş olabileceğini de Anlıyorum. | Open Subtitles | وأفهم أنّها لو أخطأت فسيكون لديها تفسير منطقي لذلك |
| Anladığım kadarıyla telefonunuzu yanıtlamak isteyen tek kişi de bendim. | Open Subtitles | وأفهم من ذلك أنّي الوحيدة التي رضيت أن تردّ على مكالمتكما. |
| Anladığım kadarıyla... müvekkilime, ilk duruşmada tutuklandığında makul ve ödenebilir miktarda bir kefaretin... yeniden görüşüleceği bilgisi verilmiş, bugün o sebeple buradayız. | Open Subtitles | وأفهم أنه عندما أعيد موكلي في تلك الجلسة الأولى كان ينصح أن يتم النظر في مسألة |
| Anladığım kadarıyla siz menajeriymişsiniz. | Open Subtitles | أجل وأفهم بأنك كنت مدير أعماله |
| Anladığım kadarıyla elinden geldiğince... | Open Subtitles | وأفهم حقاً ما الذي ترمي إليه بكتابتك لكن فقط في حالة... |
| Gelenekleri anlarım. | Open Subtitles | وأفهم التقاليد. |
| Yemekle aram iyidir. İş hayatından da anlarım. | Open Subtitles | أنا أفهم بالطعام وأفهم العمل |
| Bilimden anlarım. | Open Subtitles | وأفهم معنى العلم |
| Kendini görünmezmiş gibi hissetmeni anlayabiliyorum. | Open Subtitles | وأفهم أن ذلك يجعل منك خفية بالنسبة لهم |
| Lucas'ın geceleyin, nehir kenarındaki sahaya her gidişinde hissettiklerini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | وأفهم احساس (لوكاس) عندما يلعب فى الريفر كورت |
| Hatta sonsuza kadar ondan kurtulmak istemenizi bile anlayabiliyorum. | Open Subtitles | وأفهم شعور التخلص منه وللأبد |