| Binadaki herkes, en çabuk ve güvenli bir şekilde, en yakın çıkışlara ilerlesin. | Open Subtitles | يتم إخلاؤه كل من بالمبنى لابد أن يتجه غلى أقرب مخرج وبسرعة وأمان |
| Bu tür bir bağlantının geçerli ve güvenli olduğunu kanıtlamak amacıyla bunu yapıyoruz, | Open Subtitles | سيتم ذلك لإثبات جدوى وأمان إتصال مثل هذا |
| Size, eve huzurlu ve güvenli bir şekilde döneceğimiz sözünü veriyorum. | Open Subtitles | أعطيك كلمتي ، .سنرجعك الي منزلك .بسلام وأمان |
| Sayın Bakan, sizi güvende ve sağ salim görmek güzel, efendim. | Open Subtitles | سيدي الوزير، من الطيب أن أراك بخير وأمان |
| ...seni koşulsuz olarak sevenlerin komforu ve güvenliği altında olman olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | سيكون لكِ أن تكوني براحة وأمان أولاءك الذين يحبونكِ دون قيود |
| "Bana gelince iyi ve güvende olduğumu duyduğunuza mutlu olursunuz." | Open Subtitles | "بالنسبة لنفسي، ستسعدان بمعرفة أنّي بخير وأمان." |
| Hepimizin Taş Devri sonrası sütunlar altında güvende ve rahat hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | اعلم اننا نبدو الآن بدفء وأمان هنا في ماقبل العصر الحجري القديم |
| Rahat ve güvenli bir yolculuk olacak. | Open Subtitles | لو أنك سترحل فسترحل براحة وأمان |
| Medeniyetin ve güvenli bir barınağın olduğu bir yer. | Open Subtitles | هناك ناجون حضارة وأمان. |
| Lütfen Dr. Martin'i saygın ve güvenli bir şekilde ortadan kaldırın. | Open Subtitles | يُرجى التخلص من الد. (مارتن)، بكلّ احترام وأمان. |
| Şey'in gücünü Zoldyck Ailesi için etkin ve güvenli bir biçimde kullanabilecek tek kişi benim. | Open Subtitles | إنّي أنا القادر على استخدام قدرة المخلوق بفاعليّة وأمان لأجل أسرة (زولديك). |
| Sessiz ve güvenli bir şekilde yapacağız. | Open Subtitles | وسنفعل ذلك في هدوء وأمان |
| Sağ salim vardığımızı bilmeni istedim. | Open Subtitles | أردتُ أن أخبرك أننا حللنا بسلامة وأمان |
| Sağ salim bir yere Yerleştirilmeleri gerektiğini | Open Subtitles | وأن يختبئوا في مكان ما بسلام وأمان |
| çünkü birimizin onun güvenliği için dinlemeye devam etmesi gerekiyor. | Open Subtitles | لانه واحد منا يجب أن يستمع ليتأكد بأنه كل شيء سيكون بخير وأمان |
| Bu ulusunun güvenliği ve emniyeti belirsizliğini koruyor. | Open Subtitles | إن أمن وأمان تلك الأمة بأكملها مُعلق في الميزان |
| Ama rehineler sağlıklı ve güvende. | Open Subtitles | ولكن الرهائن بخير وأمان الآن (ويبدو أن الـ(باتمان) اتهم ظلماً بجرائم (البطريق |
| İyi bakılacağımı ve güvende olacağımı söylemişti. | Open Subtitles | -لقد قالت لى أننى سأكون بخير وأمان |
| Ama şimdilik, Rita'da güvende ve kendiside iyi durumda. | Open Subtitles | وبالنسبة للوقت الحالي, فهي بسلام وأمان في منزل (ريتا), موافقون؟ |