| Her çocuk ilk robotun bilinmeyen seri numarasını fırınına aktardı ve kendi rastgele, özgün seri numarasını dışına kazıdı. | TED | ورث كل ابن سلسلة الأرقام المجهولة للأصل بداخل فرنه، وأمتلك سلسلة أرقام عشوائية ومميزة خاصة به منقوشة على غلافه. |
| Bu Çin porseleni ve danteller de. Babamın bana bıraktığı 50 altını unutmayalım. | Open Subtitles | وأمتلك كل هذه الأواني الخزفية والمفروشات الكتانية وخمسين جنيهاً ذهبياً تركها لي أبي |
| ve çocukça fantezileri olan biriyim ve bir gün bir aktris olacağım. | Open Subtitles | وأمتلك ذلك الخيال الطفولي بأنني سأصبح يوما ما شيئا مثل ممثلة |
| 23 yaşındayım ve 50,000 pesetam var. | Open Subtitles | أنا في الثالثة والعشرين من عمري وأمتلك خسمين ألف بيستا |
| Bir apartmanım var. Bazı sanat eserlerini satabilirim. İyi olacağım. | Open Subtitles | أنا أملك شقة وأمتلك خبرة أستطيع بيعها وسأكون على ما يرام. |
| Yani eğer "hisse senet"leri ile ilgili bir işte çalışırsam bir "sepet"te yaşamalı ve sadece "et" yemeli ve bir "at"ım olmalıydı. | Open Subtitles | لذلك إعتقدت إذا عملت بالأسهم يجب أن أسكن بصندوق , وفقط أكل سمك مدخن , وأمتلك ثعلب |
| Bu yer benim ve yandaki dükkanlar da benim. | Open Subtitles | أنا أمتلك هذا المكان وأمتلك كل المتاجر التي حوله |
| Eee... Özel zevklerim, polo ve... eee... | Open Subtitles | أهوى لعبة البولو وأمتلك بعض خيول السباقات |
| Bak ben içeri girip sessizce oturmak ve biraz pasta yemek istiyorum. | Open Subtitles | أنظر, أنا فقط أردت الدخول والجلوس بهدوء وأمتلك قطعة من الكعك |
| 16 kale, binlerce hizmetçi ve milyonlarca hayvan. | Open Subtitles | 16قلعة والآلاف من الأقنان وأمتلك 25 ضعفا مما يمتلكه من الثروة الحيوانية |
| Gidecek yerin yok ve benim bir kanepem var. | Open Subtitles | ليس لديكِ مكان للذهاب إليه وأمتلك أريكة. |
| Evim, 2 kedim ve ödedigim kredim var. | Open Subtitles | لقد احتفظت بوظيفتي لـ 6 سنوات وأمتلك منزلاً وقطتين |
| Ayrıca bir evlât, bir arkadaş, amatör bir kundakçıyım ve içini bir şeylerle doldurduğum bir bahçem var. | Open Subtitles | أنا أيضا صبى, صديق, مخرب هاوى, وأمتلك حديقة للعشب وأحب الأشياء التى بدخلها |
| Daha zinde, daha etkindim ve dayanıklılığım artmıştı. | Open Subtitles | أصبحتُ أكثر نشاطاً وفاعلية، وأمتلك المزيد من الطاقة بجسدي، |
| Şimdi sahneye çık ve işini yap. | Open Subtitles | الآن إصعد إلى هناك وأمتلك المسرح. |
| - Artık işim de var. Uçak biletin için param da var. | Open Subtitles | أصبح لدي عمل, وأمتلك المال الكافي لدفع قيمة التذكرة |