| Orası harika bir yer. Kasabaya Gelirken uğramıştım. | Open Subtitles | جيسي بروكس هذا المكان رائع لقد دخلته وأنا في طريقي للبلدة |
| Kampa Gelirken cesaretimi kaybetmekten korkuyordum. | Open Subtitles | خشيت أن أفقد السيطرة على أعصابي وأنا في طريقي إلى المخيّم |
| Gelirken İtalyan lokantasına uğradım. | Open Subtitles | لقد أشتريت بعض الطعام الإيطالي وأنا في طريقي إلى هنا |
| Lois, ben Peter. Korkarım yatak odasına üstümü değiştirmeye giderken, | Open Subtitles | أخشى أنه وأنا في طريقي إلى غرفة النوم للتغيير .. |
| Neden, başka bir zaman bozulmaz ki mesela jürilik yapmaya giderken? | Open Subtitles | لماذا لم تتعطل وأنا في طريقي, لنرى لا أعلم, لجنه التحكيم? |
| Buraya Gelirken bir arama geldi. | Open Subtitles | وأنا في طريقي إلى هنا تلقيت مكالمة هاتفية |
| Gelirken sana mesaj atacaktım ama vazgeçtim ve ben kullandım. | Open Subtitles | لقد كنت أنوي مراسلتك وأنا في طريقي للبيت ولكنني تعبت من القيادة والمراسلة |
| Gelirken hastaneye uğradım. | Open Subtitles | توقفتُ عند المستشفى وأنا في طريقي إلى البيت |
| Dedin de, eve Gelirken bunu aldığımı hatırladım. | Open Subtitles | وهذا يُذكرني , لقد أشتريت لكِ هذا وأنا في طريقي للمنزل |
| - İşe Gelirken açmayı bıraktım. | Open Subtitles | لقد توقفتُ لشرائه وأنا في طريقي إلى العمل |
| Gelirken bir devekuşunu ezmemek için direksiyonu kırınca kutular devrildi. | Open Subtitles | الصناديق قد سقطت وأنا في طريقي إلى هنا حينما اضطررت للإنحراف لتجنب النعامة |
| Buraya Gelirken, bir taksinin kaldırımın üstüne çıkıp yaşlı bir kadını altına aldığını gördüm. | Open Subtitles | وأنا في طريقي هنا حد سيارات التاكسي فقد التحكم بالمكابح وكاد يصدم سيدة عجوز |
| Ayrıca, buraya Gelirken biraz dikkat çektim. | Open Subtitles | أيضًا ربما أكون قد جذبت بعض الانتباه وأنا في طريقي إلى هنا |
| Gelirken bir yere uğramam gerekti çünkü bugünün ne olduğunu hatırladım. | Open Subtitles | اضطررت للتوقف في مكان ما وأنا في طريقي إلى هنا لأنني أدركت ما هي المناسبة اليوم |
| Aslında Gelirken birkaç bira içtim, o yüzden sağ olun. | Open Subtitles | شربت بعض زجاجات الجعة وأنا في طريقي إلى هنا لذا لا أريد شيئاً. |
| Buraya Gelirken kendimi sizin yerinize koydum. | Open Subtitles | أتعلم, وأنا في طريقي إلى هنا ...حاولت أن أضع نفسي مكانك |
| Hopper, yolda Gelirken bir şey duydum. | Open Subtitles | هوبر, سمعت شيئا وأنا في طريقي إلى هنا. |
| Ve işe giderken radyoda beni takip etmeye başladılar ne yapıyorsam söylüyorlardı. | Open Subtitles | وهناك الراديو وأنا في طريقي للعمل لقد بدأ يصف ويتحدث عن كل ما أفعله |
| Ve işe giderken radyoda beni takip etmeye başladılar ne yapıyorsam söylüyorlardı. | Open Subtitles | وهناك الراديو وأنا في طريقي للعمل لقد بدأ يصف ويتحدث عن كل ما أفعله |
| Evet, bulurum. Dolaba giderken düştüğüm şey. | Open Subtitles | بلى أستطيع, أنه الشيء الذي أصطدم به وأنا في طريقي إلى الغرفة |