| Talimatları yerine getirin. Eğer yapmazsanız, kızınız ve oğlum, asla bankadan dışarı çıkamayacaklar. | Open Subtitles | اتبع هذه المعلومات، وإن لم تفعل فلن تخرج ابنتك وابني من المصرف حيّين |
| Eğer yapmazsanız, kızınız ve oğlum asla bankadan dışarı çıkamayacaklar. | Open Subtitles | وإن لم تفعل، فلن تخرج ابنتك وابني من المصرف حيّين |
| Majesteleri, sizin eşim Monique ve , oğlum Guy ile tanıştırayım. | Open Subtitles | اصحاب الجلاله اسمحوا لي أن أقدم لكم زوجتي مونيك وابني غاي |
| Balıkçının kim olduğunu bilmiyorum, ama karımı ve çocuğumu adada ölüme terk ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف من هو الصياد ولكنني أعلم أنه ترك زوجتي وابني على جزيرة ليموتوا |
| Yalnızca beni bulmakla kalmayıp karımı ve oğlumu da bulmuş. | Open Subtitles | إلا أنّه عثر على زوجتي وابني بدلًا من العثور علي |
| Kurulumundan sonra, oğlumla birlikte uzay başlıklarımızı takıp neredeyse yarım yüzyıl önce Apollo 11'in yaptığı gibi Ay'a doğru fırlatıldık. | TED | بعد تثبيته، أرتديت وابني خوذة الفضاء وانطلقنا، مثلما فعل أبولو 11 منذ نصف قرن، باتجاه القمر. |
| Her sabah uyandıktan sonra karıma ve oğluma mektup yazardım. | Open Subtitles | وكل صباح بعد أن استيقظت، كتبت رسالة إلى زوجتي وابني |
| Karım ve oğlum hâlâ o adadalar, ve vücutları hızla su kaybediyor. | Open Subtitles | زوجتي وابني لا يزالان هناك على تلك الجزيرة ولديهم جفاف شديد الآن |
| Ben otizmliyim. En büyük oğlum otizmli. Ve çocuklarım ve ben Minecraft'ı seviyoruz, bir şey yapmalıydık. | TED | أنا مصاب بالتوحد، وابني الأكبر مصاب بالتوحد، وأعشق أنا وأطفالي لعبة ماين كرافت، لذلك كان عليَّ أن أفعل شيئًا. |
| Ben ona muhalif senatörlerin lideriyim ve oğlum özel davetlerde, şimdi de ortalık yerde onunla alay ediyor. | Open Subtitles | انا اقود اعضاء مجلس الشيوخ الذين يعارضوه وابني يسخر منه في المادب الخاصة والان يذله علنا |
| oğlum ve benim çok geniş, farklı politik görüşlerimiz vardır ancak onun da bu işe bulaştığına inanmıyorum. | Open Subtitles | أنا وابني لدينا اراء سياسية مختلفة تماماً ولكني لا أصدق أنه كان متورطاً |
| Sana söz veriyorum karım ve oğlum, bu günün sonunda ölmüş olacaklar. | Open Subtitles | أعدك أن زوجتي وابني سيكونان في عداد الأموات بنهاية هذا اليوم |
| Hayır, sadece biz. Dört yatak odalı. Karım ve oğlum. | Open Subtitles | تلك أربع غرف نوم لزوجتي وابني هو فقط الثلاثة منا هناك |
| Karım Kuran'la, en büyük oğlum ateist, en genci scientologist, kızım ise Hinduizm öğreniyor. | Open Subtitles | وزوجتي تؤمن بالقرآن وإبني ملحداً وابني الأصغر مجنون |
| Hasta karımı ve çocuğumu tedavi ettirmek için! | Open Subtitles | اريد المال لعلاج زوجتي وابني المريضين |
| - Sen karımı ve çocuğumu ölüme terk ettiğinde ne yapıyorlardı? | Open Subtitles | حين جعلوني أترك زوجتي وابني للموت ؟ |
| Sahip olduğun bu gücün beni, karımı ve oğlumu etkilemesinden bıktım. | Open Subtitles | لقد سئمت من أنّ لديك القوّة عليّ وزوجتي وابني |
| O ruh hastası niye karımı ve oğlumu öldürdü? | Open Subtitles | لماذا ذلك المجنون زرع براسه ان يقتل زوجتي وابني ؟ ؟ |
| Onu yakalayabilirsem oğlumla Foshan'a dönebileceğim. | Open Subtitles | اذا قبضت عليه ، انا وابني يمكننا العودة الى بيتنا في فوشان. |
| Seksenlerde, oğlumla beraber bir seks turunda geçmiştik oradan. | Open Subtitles | مررنا أنا وابني من هناك في جولة جنسية في أواخر الثمانينيات |
| Bu hayaleti öbür tarafa göndermeme yardım edeceksin çünkü bu hastana ve oğluma yardım edecek. | Open Subtitles | ستساعدني في دفع هذا الشبح للعبور لأن هذا يساعد عميلك وابني |
| Karımın ve oğlumun canice öldürüldüğü gün hakkında bir şey duymak istemiyorum artık, tamam mı? | Open Subtitles | لا اريد ان اسنع عن ذلك اليوم الذي قتلت فيه زوجتي وابني , مفهوم ؟ |
| Kasaba için uygun değil. Karım ve çocuğum geliyor. | Open Subtitles | هذا ليس بالشيء الجيد للمخيم زوجتي وابني قادمان |
| En azından oğlumu ve kocamı aynı haftada kaybetmemiş oldum. | Open Subtitles | علي الاقل لم اخسر زوجي وابني في خلال اسبوع واحد |
| Eğer plânımızdan vazgeçersek yine de eşim ve oğlumdan olacağım. | Open Subtitles | إن تخلينا عن خطتنا الآن لا زلت سأفقد زوجتي وابني |