| Her biri eşsiz, muazzam ve hareketli. | Open Subtitles | كل واحده منها فريده وهائله وديناميكيه في نوعها |
| Her biri son uçuşum olabilirdi ama yine de uçtum. | Open Subtitles | كل واحده منها كانت لتكون الاخيره ولكني انطلقت مسرعاً |
| Her biri son görevim olabilirdi. Ama uçtum yine de. | Open Subtitles | كل واحده منها كانت لتكون الاخيره ولكني انطلقت مسرعاً |
| Burada yapacak bir sürü işim var, koca adamı uykusundan uyandırmak bu işlerden biri değil. | Open Subtitles | لدي اعمال كثيره هنا وايقاظ رجل بالغ من قيلولته ليست واحده منها |
| Tolerans göstermeyeceğim en az 20 şey var ve yalan söylemek de onlardan biri. | Open Subtitles | ! عندي 20 شيء لا أستطيع تحملها والكذب واحده منها |
| Bunlardan biri mikro-finans ve mikro-girişimi teşvik etmek için teknolojiler geliştirmek. Böylece yoksulluk sınırı altında yaşayan insanlar, bundan bir çıkış yolu bulabilirler-- ve bunu geleneksel sepet yapımı, kümes hayvanı besleme gibi yollarla yapmazlar. | TED | واحده منها هي ايجاد تقنية لتطوير الميكرو-اقتصاد والميكرو-مشروع, حيث تمكن الناس الذين يعيشون دون خط الفقر أن يجدوا طريقة ليتحركوا -- وأنهم لا يفعلون ذلك باستخدام نفس الطرق الاعتيادية بتربية الدجاج وصنع السلال, الى آخره. |
| Bu da onlardan biri. | Open Subtitles | وهذه واحده منها |
| Garrett, baban için birçok şey diyebilirsin, ancak "dağınık" bunlardan biri değil. | Open Subtitles | (جاريت) , والدك كان يملك العديد من الصفات ولكن القذارة ليست واحده منها |
| Bu onlardan biri. | TED | هذه واحده منها . |