| Bu üniformayla da olsa oraya adım attığım an onlardan biri olmadığımı bilecekler. | Open Subtitles | حتى مع هذا الزيّ، إن خطوت خطوة هناك، سيعلمون بأني لست واحدًا منهم. |
| Ona bir suçlu gibi davranıyorlardı, sanki onlardan biri değilmiş gibi. Kocam masum. | Open Subtitles | كانوا يعاملونه وكأنه مجرم وليس واحدًا منهم |
| Çok az insana güvenir ve ne yazık ki ben onlardan biri değilim. | Open Subtitles | ويثق بمجموعة صغيرة من الناس، للأسف، لست واحدًا منهم |
| - Sana garanti ederim, sen bunlardan biri olacaksın. | Open Subtitles | أستطيع أن أضمن لك، بأنك ستكون واحدًا منهم |
| Kira'nın Kimliği Yani onlardan birinin Kira olduğunu söylüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إذن، تقول إن واحدًا منهم هو كيرا، صحيح؟ |
| Bir tanesi bir greyfurt kadar büyüktü. | Open Subtitles | واحدًا منهم كان كبيرًا كحجم حبه الجريب فروت |
| Ve kariyerimde, kendi hayatımda ben de onlardan biriyim: Çin'de, Afrika'da, Avrupa'da. | TED | وكنتُ واحدًا منهم في مهنتي وحياتي، في الصين، في أفريقيا، وفي أوروبا. |
| Eskiden vampirleri avlarken şimdi onlardan biri oldum. | Open Subtitles | عهدت اصطياد مصّاصي الدماء، فإذا بي بغتة صرت واحدًا منهم. |
| Ama inan bana, saldırgan insanları tanırım ve Danny onlardan biri değil. | Open Subtitles | لكن صدقني , أنا أعرف الأشخاص العنيفين وداني ليس واحدًا منهم |
| Öyle hemen olmaz ve sonu da gelmez çünkü onlardan biri olursun. | Open Subtitles | وسيكون موتك سريعًا وبلا نهاية، لأنّك ستُمسي واحدًا منهم. |
| Ben çok korkuyorum ama onlardan biri olacaksam devam etmem gerekiyor. | Open Subtitles | أنا ؟ , أنا مرتعب لكن علي أن أستمر هكذا إن أردت أن أصبح واحدًا منهم |
| Bir geçmişleri, bağları var. Sen onlardan biri değilsin. | Open Subtitles | بينهم ماضٍ، بينهم صلة، وإنّك لست واحدًا منهم. |
| - Ayak uydurmanı söyledim onlar gibi davranmanı, onlardan biri olmanı değil. | Open Subtitles | -النصيحة كانت المجاراة أي التظاهر بأنك مثلهم، لا أن تنقلب واحدًا منهم. |
| İlgilenmem gereken insanlar var ve sen onlardan biri değilsin. | Open Subtitles | لدي أشخاص عليّ الاهتمام بهم وأنت لست واحدًا منهم |
| onlardan biri olup olmadığını öğrenmek istiyor. | Open Subtitles | إنه بحاجة لمعرفة إن كان واحدًا منهم |
| Sonuçta, onlardan biri değilsin. | Open Subtitles | فعلى كلٍّ، أنت لست واحدًا منهم |
| Emily, dünyada pek çok insan gerçek sorunlar yaşıyor ama coşkulu bir tavsiye mektubu bunlardan biri değil. | Open Subtitles | إيميلي، هناك أناس لديهم مشاكل حقيقية في العالم و الحصول على خطاب توصية للجامعة متوهج ليس واحدًا منهم |
| Sen bunlardan biri olmayacaksın. | Open Subtitles | أنت لن تكون واحدًا منهم ، حسنًا ؟ |
| Fisher'ı onlardan birinin öldürmediğinden emin olmak istiyoruz. | Open Subtitles | نريد التأكد أن الفاعل ليس واحدًا منهم |
| Fisher'ı onlardan birinin öldürmediğinden emin olmak istiyoruz. | Open Subtitles | نريد التأكد أن الفاعل ليس واحدًا منهم |
| Bir tanesi hukuk fakültesinde, diğer kız da etrafta kaşarlık yapma derdinde. | Open Subtitles | واحدًا منهم ذاهب لمدرسة الحقوق والفتاه، كل ما تود فعله هو أن تجري بالأرجاء كالعاهرة |
| Hayatımı banka soyguncularını yakalayarak geçirdim. Şimdi ben de onlardan biriyim. | Open Subtitles | أمضيت حياتي كلها في القبض على لصوص البنوك والآن بت واحدًا منهم |
| Bir daha Onlardan birini gördüğünüzde onun toplumumuzun önemli bir parçası olduğunu unutmayın. | TED | فستشاهد واحدًا منهم اعترف بهم كجزء حيوي من مجتمعك |
| Resmi olarak onlardan biriydim. | Open Subtitles | العلامة الحقيقية لأصبح واحدًا منهم |