| Biz seninle artık bir takımız. | Open Subtitles | لكن ما لا تعرفينه هو ماهيّة علاقتنا أنا و أنتِ نحن فريق واحد الآن |
| Bak, artık bir takımız ve ben şöyle diyorum: Güven- | Open Subtitles | حسنًا نحنُ فريق واحد الآن .. وأنا لابد أن أقول الفر |
| - artık bir tane var. | Open Subtitles | هو يحصل على واحد الآن. |
| Şimdi bir çocuk verirsen bana, senin olduğundan emin olamam. | Open Subtitles | حسنًا، إذا حصلت على واحد الآن لن أعرف إنه منك |
| Anlaştık! Şimdi bir fırt ver sonra sana istediğin her şeyi anlatayım. | Open Subtitles | أعطِني شرابَ واحد الآن و سَأُخبرُك أيّ شئ تُريدُ معْرِفته |
| Bunu yapan ben olsaydım şu anda yanımda tek bir şey olurdu. | Open Subtitles | لو أنّي فعلتُ هذا لكنتُ حصلت على شيء واحد الآن على ابني |
| Görünüşe göre artık bir ekip gibiler. | Open Subtitles | يبدو أنهم فريق واحد الآن. |
| Görünüşe göre artık bir ekip gibiler. | Open Subtitles | يبدو أنهم فريق واحد الآن. |
| artık bir bütün olarak yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش كفرد واحد الآن |
| Sonuçta artık bir ekibiz. | Open Subtitles | تعلم , لأنّنا فريق واحد الآن |
| Minho, artık bir kişi var. | Open Subtitles | (مينهو)، لدينا واحد الآن |
| Şimdi bir tanesinde çalışıyorum. Acayip kuyu. | Open Subtitles | نعم، أعمل على واحد الآن إنها آبار تحت الإكتشاف |
| Tam da Şimdi bir suç işleyeceğim aslına bakarsanız. | Open Subtitles | سأعترف بشيء واحد الآن ، في الحقيقة |
| Şimdi bir açıklamaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج إلى تفسير واحد الآن |
| Şimdi bir tane gösteriyorum! | Open Subtitles | سأفعل واحد الآن! |
| Farklılıklarını bir kenara bırakan, Dünya Federasyonu altında tek bir ulus. | Open Subtitles | وضعنا خلافاتنا جانباً مجتمع واحد الآن تحت رعاية الإتحاد الفيدرالى العالمى |
| Bu denizaltıdaki herkes şu an tek bir şey düşünüyor: "Bir kez daha tuvalete gitse miydim?" | TED | جميع من هم في الغواصة يفكرون بشيء واحد الآن: هل كان يجب أن أذهب للحمام مرة أخرى بعد؟ |
| Çok kötü değil. Artık tek bir ülke. | Open Subtitles | ليس الأمر سيئاً جداً إنه بلد واحد الآن |